Hepimiz, çocuklarımızın üstüne titriyoruz. Kimi zaman bilgiyle, kimi zaman anadan atadan öğrendiklerimizle, kimi zaman da içgüdülerimizle davranıyoruz, onları büyütürken… Ve çoğu zaman da biz anneler bunların hepsini kombine etmeye çalışıyoruz. Ve, hem kendimiz, hem de çocuklarımız, hem de hayatımız çorba oluyor bazen… Aslına bakarsanız, “İşte bir çocuk doğuyor, ne kadar doğal bir şey değil mi, ohhh ne güzel anne sütü de var, doyup gidiyor” diye düşünebiliyoruz. Sonra atasözleri, “Allah rızkını verir” diyor mesela… Fakat, her şey bu kadar doğal ve basit görünürken, bir an geliyor arapsaçına da dönebiliyor. İşte, çocuklarımızın sağlığını riske etmemek için, biz anneler onları büyütürken, ne gerekiyorsa yapmak istiyor, ne var ne yoksa öğrenmek ve bilgilenmek istiyoruz. Fakat, ender de olsa, bilgi ve çabalayıp durmak da yetmeyebiliyor bazen insana. Örneğin, kızım Duru, geçtiğimiz Cuma aniden alerji komasına girdi ve gece yarısı 1-2 saat içinde her yeri şişti, sağlığı riske girdi. Tesadüf bu ya, ikimiz evde yalnızdık ve onu aldığım gibi acil servise götürdüm. Hafta sonunu acilde ve 3-5 farklı doktordan bilgi alışverişi yaparak geçirdik. Cuma günü (bence bu alerjik reaksiyona neden olabilecek) hayatındaki tek değişiklik, gittiği anaokulunun havuzuna girmiş olmasıydı. Cumartesi ateşi de yükseldi. Pazar günü döküntü ve şişlikler tehlikeli bir hal aldı… Ve ben, hayatımım hiçbir noktasında kendimi bu kadar çaresiz ve güçsüz hissettiğimi hatırlamıyorum. Yüreğim taa derinden dışarı fırladı ve yerine yerleşemedi… Duru’nun ilk defa okulun havuzuna girmesine izin vermiştim ve çocuğumun başına neler gelmişti. Okulun havuzuna ilk defa giriyordu ama daha önce başka havuzlara girmişti. Ama, bu alerjik reaksiyon ve onunla birlikte seyreden enfekiyon başka bir nedenle de olabilirdi. O neden, neydi? Henüz kesinkes öğrenemedik! Duru, doktor kontrolü altında ve araştırmalar sürüyor. Ve işte sevgili anneler, maalesef hayatlar, hayatlarımız, çocuklarımızın hayatı ne kadar kontrol etmeye çalışsak da, pamuk ipliğine bağlı. Hepimizin çocuklarının şans yanında olsun… Sevgilerimle…
|
PİRİNÇUNU'NDAN VAZGEÇEMİYORUZ!
Bir yaşından küçük bebeklere inek sütü verilmesi doğru değildir. Pirinçunu bebekler için yeterince besleyici değildir. Ekmeğe bandırılarak verilen yemek suları bebek beslenmesi için gereken vitamin ve minarelleri içermez. Bebeklere demir eksikliğine karşı ne tür mamalar vermek gerektiğini iyi bilmek gerekir. Yapılan araştırmalar, bu önermelerin çoğunun, Türkiye genelinde anneler tarafından hala yeterince bilinmediğini gösteriyor. ÜCRETSİZ ÜYELİK ARAŞTIRMA DİYOR Kİ
Anneler, bebek beslenmesinden sonra, “ürünlerin besin değerleri ve ne derece sağlıklı oldukları” konusundaki bilgileri merak ediyor. Annelerin yüzde 20’si pütürlü gıdaların kullanımıyla ilgili bilgileri önemserken, yüzde 13’ü de bebek sağlığıyla ile ilgili (bağırsak problemleri, diş çıkartma, aşılar, kansızlık, zeka gelişimi gibi) konuları merak ediyor. BİLİNÇLİ ANNE |
|