Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

ÇOCUK OLMA HAKKI...


Çocuk olma hakkı...

Yaz aylarında, çocukların da imkanlar dahilinde şöyle gönüllerince “tatil” yapmaya hakkı var. Malum, okul zamanı çocuklar çocukluklarını gönüllerince yaşayamıyor; ama yaz aylarında, ille mekan değiştirerek onlara tatil yaptıramasak da, hiç değilse gönüllerince çocukluklarını yaşamalarına destek vermeliyiz ki, kendileriyle olan içsel bağları hiç bir zaman kopmasın. Tatili hepimiz severiz, çünkü tatil özgürlüktür; istediklerimizi yaptığımız, istemediklerimizi yapmadığımız, içimize döndüğümüz, kendimizi beslediğimiz yegane süreçtir. Sitemiz www.anneoluncaanladim.com’da yaptığımız anket, bize, ülkemizde ailelerin en az yarısının tatile çıkamadığını gösteriyor; dolayısıyla yetişkinlerin de işi hiç kolay değil. Yine de çocuklarımızı mümkün mertebe park, bahçe, orman, deniz kıyısı gibi doğal alanlara götürerek, oyunları için malzeme desteği vererek ve oyunlarına zaman zaman eşlik ederek bıkana kadar oyun oynamalarını sağlayabilir ve böylece mutluluk ve gelişimlerine katkı sağlayabiliriz. İlk defa saptığı bir yol, ilk defa tırmandığı bir ağaç, ilk defa bindiği bir tramvay, ilk defa okuduğu bir kitap, ilk defa gezdiği bir bahçe, ilk defa oynadığı bir köpek çocuğunuzu sonsuz mutlu edecektir. Siz de çocuğunuza eşlik ederek, bir çocuk gibi basit şeylerden ve anı yaşamaktan mutlu olmayı yeniden hatırlayabilirsiniz.
Ben de eşim ve kızımla şu sıra tatildeyim. Artık Duru 6 yaşında olduğundan tatilden beklentilerimi yükselttim diyordum ya, önce 4 gün Olimpos’ta Mitos Otel’de kaldık. Ormanın içinde, bungolovlarda bu tarz bir tatili, -yani çocuklu bir aile açısından risklere açık denilebilir- ilk kez yaşadık. Hayallerinde ille de Martı Myra’da tatil olmasına rağmen, Duru da bu deneyimden farklı keyifler aldı. Özellikle Karabaş’la ilerlettiği dostluğu sanırım hiç unutmayacak. Tatilimizin ilk günü yavrudaki  kulak ağrısı, 4. gün kusma gibi şikayetleri şimdilik kontrol altına aldık ve eşimle evlenmeden önce de favorimiz olan Kalkan 3T’de serüvenimize devam ediyoruz. Yine de,  “Güneşten koruyayım, kulağına su kaçmasın, yedikleri hijyenik mi, yeterince sıvı alıyor mu?.. ”derken insan çocuğu kaç yaşında  ve nerede olursa olsun, yaz aylarında daha bir zorlanıyor. En çok zorlandığımız konu ise ise, öğlen sıcakları ve yemek meselesi... Duru sıcakta bir şey yemek istemiyor; neredeyse, süt, mısır gevreği, yoğurt, meyva ile idare ettiğini söyleyebilirim. Gelecek hafta size tatil anılarımızın detaylarını anlatmayı umuyorum. Şimdilik hoşça kalın...

ZEHİRLENEN ÇOCUK NASIL BESLENMELİ?

Yaz aylarında zehirlenen, ishal ve kusma şikayeti olan çocuklar, her şeyden önce bol sıvı almalıdır. Sadece su yeterli olmadığından, bitki çayları, meyva suları, ayran gibi içecekler de verilebilir. İshal tamamen kesilinceye kadar süt içmemek ve sütlü besinlerden uzak durmak doğru olur. Bazı ishalli hastalarda, geçici bir enzim eksikliği nedeniyle, ishal kesilse bile süte tahammülsüzlük görülebilir. Çiğ sebze ve meyva gibi posalı gıdaları yememek, bunun yerine haşlanmış sebze pürelerini, meyva sularını tercih etmek gerekir. Pirinç çorbası, çay, kızarmış ekmek ve beyaz peynir halkın çok iyi bildiği ve genellikle ishal durumunda hemen uygulamaya başladığı bir yemek listesidir. Buna ızgara et veya köfte, haşlanmış patates, az yağlı makarna da eklenebilir. Salçalı ve soslu yiyeceklerden, kızartmalardan özellikle kaçınmak gerekir.

YAZ İSHALLERİNE DİKKAT!

Yaz aylarında hemen her çocuklu ailenin derdi kuşkusuz yaz ishalleri ve kusmalar. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Pediatrik Alerji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Reha Cengizlier, çocuklarda yaz aylarında çok daha sık görülen bu bulaşıcı hastalıklarla ilgili olarak önemli ipuçları veriyor.

İshal, sebebine göre değişik şekillerde seyreder. Örneğin, bazı bakterilerin toksinlerinden kaynaklanan ishal; bozuk gıdalardan bulaşabilir. Bir de mikropların bazıları, bizzat kendileri  ishal yapar. Bunların başında rota virüs gelir. Rota virüsü aşı ile korunması mümkün olan mikroplar grubundandır. Buna rağmen hala rota virüse bağlı ishaller çok sık görülmektedir. Rota virüsü, çocuklarda ateş, kusma, şiddetli ishal, belirgin derecede halsizlik, bitkinlik, yorgunluk hatta daha ağır sonuçlar oluşturabilir.

İshalin 1-2 kez olduktan sonra geçmediği durumlarda ailelerin hemen en yakın sağlık kuruluşuna gitmesi gerekir. Öncelikle “Su vermeyelim de ishal geçsin” gibi yanlış düşüncelerle oyalanmamak ve en erken dönemde bir sağlık kuruluşuna başvurularak tedaviye başlanmalıdır. Tedavide temel amaç ishalde kaybedilenin yerine konmasıdır. Sadece basit su olarak değil, elektrolit içeren; meyve suyu, ayran gibi içecekler içirilmelidir. ORS diye bilinen çocukların hem su hem de elektrot kaybını ortadan kaldıran poşet halinde bir toz, suya karıştırılıp çocuklara içirilir. Vücut ağırlığının yüzde 5’inin kaybı rahatlıkla yerine koyabilir. Kayıp yüzde 5-10 arası olduğunda serum gerekebilir, yüzde 10’dan fazla ise mutlaka hastanede tedavi görmesi şarttır.
 
İSHALİ DURDURMAYIN!
İshale yol açan virüslerin tedavisinde hiçbir antibiyotik veya hiçbir ishal durdurucu ilacın yeri yoktur. Vücudun kendini koruma görevi vardır. Eğer siz bağırsak hareketini durdurursanız, vücut bağırsaktaki virüsü ishal yolu ile atamaz. O zaman virüs bağırsaktan kana geçerek çok daha başka rahatsızlıklara neden olabilir. Amipli dizanteri, kolera gibi hastalıklar da ishale neden olabilir. O nedenle sebebi saptanmadan ishal durdurulursa istenmeyen sonuçlar doğabilir. Bir diğer yanlış da ishalin yanı sıra kusma varsa kusma önleyici ilaçların kullanılmasıdır. Oysa ishale kusma eşlik ediyorsa kusmayı durdurucu ilaç verilmez. Çünkü bazı virüs hastalıkları varsa bu ilaçlar ağır yan etkilere yol açabildiği gibi ölüme bile neden olabilir.

İshalin en önemli nedeni temizlik kurallarına tam uyulmamasıdır. Özellikle el temizliği çok önemlidir. Annenin veya çocuğa bakan kişilerin el temizliğine dikkat etmesi gerekir. Çünkü ishalde mikrop el aracılığı ile bulaşabiliyor. Örneğin, hastaneye ishal nedeni ile yatırılan çocukların anne ve yakınında da ishal başlıyor.


NE ZAMAN HASTANEYE BAŞVURMAK GEREKİR?
Sıvı kaybı ağız yolundan karşılanamıyorsa, çocuk bulantı veya kusma, aşırı iştahsızlık nedeniyle ağızdan sıvı alamıyorsa, mutlaka hastaneye başvurulmalıdır. Çünkü bu durumda, hastaya serum vermek gerekir. Ayrıca ağızdan sıvı verilmesine rağmen ağız ve dil kuruluğu devam eden, karın derisinin esnekliği ve gerginliği kaybolan, tansiyonu düşen hastalar da hastaneye götürülmelidir. Ateş, karın ağrısı ve kramplar, hastanın hastaneye götürülmesini ve dışkıda etken mikrobun ne olduğunun anlaşılması için “dışkı kültürü” dediğimiz tahlilin yapılmasını gerektiren belirtilerdir.

Okul, otel, işyeri yemekhanesi gibi yerlerde ortaya çıkabilecek “toplu besin zehirlenmesi” durumunda da belirtilerin ağırlaşmasını ve herkesin ishal olmasını beklemeden, aynı yemekten yemiş olan herkesin hastaneye gitmesi gerekir. Toplu besin zehirlenmelerinin en sık sebebi “stafilokok” dediğimiz mikroplardır. Bunların ürettiği toksin, aynı yemekten yiyen kişilerin bir kısmında ilk saatlerde kusma ve ishale yol açar; bazı kişiler durumu daha kolay ve çabuk, hatta ishal bile olmadan atlatırken bazıları kusma ve ishal nedeniyle şoka girebilir. Benzer şekilde, bir tatil yöresinde ishal vakalarının görülme sıklığının artması, bir salgını akla getirir. Bu durumda da ishal olan herkesin, durumu çok ağır olmasa bile, etkenin saptanması amacıyla sağlık kuruluşlarına başvurması gerekir. Böylece ishal salgınının nereden kaynaklandığı bulunur ve başkalarının hastalanması önlenebilir.


DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.