Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

DENGEYİ ARARKEN...


Dengeyi ararken…

Ben de hepiniz gibiyim; 6 yaşına yaklaşan kızımı büyütürken dengeyi bulmaya çalışan bir ebeveynim. Bir yandan otoriteye inanıyor, çocukların belli kurallarla büyümeleri gerektiği konusunda pratikte de pek taviz vermiyorum. Öte yandan, bu kuralların baskıcı bir tutuma dönüşmemesine de çok özen gösteriyorum. Aradaki dengeyi ise bazen deneye yanıla da olsa, içgüdülerimi dinleyerek korumaya çalışıyorum. Anneliğin baş belası suçluluk duygum ise, kızımın 0-3 yaş arasındaki dönemiyle 3-6 yaş arasındaki dönemini mukayese ettiğimde, acayip azalmış gözüküyor. Çünkü ben çocuğumu olduğu gibi kabul etmeyi öğrenirken, sanırım kendimi de olduğum gibi kabul etmeyi öğrendim. “Eee, ne yapalım bu çocuğun annesi de benim” deyiveriyorum son kertede.

Bu arada ebeveyn çocuk ilişkisinde dozunda “çatışma” yaşamanın o kadar da korkutucu olmadığını deneyimliyoruz kızımla. Örneğin, bugün okuldan geldi ve “Kedilerin maması kalmamış, hadi almaya gidelim” dedim. O da “Sen git ben gelmeyeceğim” deyiverdi. Aslında bu postayı bana 1 yıldır falan koyuyor. Bir gün yersem, diye düşünüyor herhalde. Ben de önce henüz evde yalnız kalamayacağını yüzüncü kez anlattım, sonra da “Haydi çabucak gider geliriz, düş önüme” deyiverdim. Önce ağladı falan, baktı pabuç pahalı güle oynaya gittik geldik. Üstelik yolda, hiç anlatmadığı kadar okul hayatından sırlar bile verdi. Kız kıza kikirdedik…

VE WILLIAM MARTIN’DEN BİR ALINTI
“Tüm varlıklar Evren’e aittir. Anne babalar bu gerçeği unutunca yüreklerini hüzün kaplar. Neye ait olduğumuzu unutunca güvenlik arayışına gireriz. Yaşamımızı anlamlandırsınlar diye çocuklarımıza döner, böylesi bir işlevi gerçekleştiremeyeceklerini görünce, üzüntüye boğuluruz. Bu durum onların da unutmasına neden olur. Hep birlikte karanlığa gömülürüz. Fakat her şeyin, her zaman, geçmişte ve gelecekte yolunda olduğunu ve olacağını hatırlarsak, herkes aydınlığa kavuşur.”

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE

ÇOCUKLA ÇOCUKLAŞMAMAK
Biliyorum, “Ben çocuğumla arkadaşım” diyen anne babalar, başlıktaki “Çocukla çocuklaşmamak” cümlesinden de hoşlanmayabilirler. Belki onlar, “çocukla çocuk olmak” cümlesini kendilerine daha yakın bulabilirler. Fakat, sözü yine uzmanlara bırakmakta fayda var. “Küçük Şeyler 2” adlı kitabında Üstün Dökmen aynen şöyle diyor: “Ben çorap giymeyeceğim” diye tepinen bir çocuğun karşısında,  “Hayır efendim” giyeceksin” diye bağıran bir ana baba düşünün. Şimdi hangisi daha çocuk?
İnatçılıkları dahil çocuklarımızın tüm davranışlarının arkasında, belirli nedenler, belirli ihtiyaçlar vardır. Bu ihtiyaçları doğru anlayabilir, onların davranışlarına, alışageldiğimizin dışında yeni bakış tarzlarıyla bakabilirsek önümüzde yeni ufuklar açılır.

Çocuğunuza arkadaş değil, anne baba olun!

Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak. Ama sadece bir tane anne ve babası var. Eğer siz de, “Ben çocuğumla arkadaşım” diyorsanız, bu konuyu derhal gündeminize alın.

İngiltere’de ebeveynler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, günümüzde çocukluk 11 yaşında sona eriyor. 11 yaşından sonra çocuklar yetişkinler gibi davranmaya, yaşamaya alışveriş yapmaya başlıyor. Çevrelerinden etkilenen çocuklar, 10’lu yaşların başından itibaren daha rahat ve özgür hareket etmek için ailelerine de baskı yapıyor. Kazanılan özgürlükler erken cinsellik, alkol, sigara, uyuşturucu marka bağımlılığıyla sonuçlanıyor.

Günümüz anne babalarının da işte tam da bu noktada kafası karışık. Bir yandan çocuklarımız özgür, kendine güvenen bireyler olsun istiyoruz. Hatta çoğumuz gururla “Ben onun arkadaşıyım zaten” diyoruz.  Öte yandan olumsuz alışkanlıklar ve sorumsuz yaşamlar geliştirmelerini de istemiyoruz. Sonuçta, araştırmaların ortaya koyduğu gerçekler de her birimizin gözleyebileceği deneyimler de, ebeveynlik yaparken bir yerlerde dengeyi kuramadığımıza işaret ediyor.

Anne babalık yaparken dengeyi bulmak konusunda Mutlu Arı Anaokulu’nda verdiği seminerde Prof. Dr. Üstün Dökmen (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi) genel kabul gören görüşün aksine “Çocuğunuzla arkadaş değil, ana baba olun” önerisinde bulunarak, çocuk ve anne baba ilişkilerinde bugüne kadar doğru bilenenlerin aslında yanlış olduğunu açıkladı. Dökmen: “Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak, izin verin bir tane anne babası olsun. Arkadaşlıkta eşitlik var. Oysa siz onunla eşit değil, anne babasısınız. Çocuğunuzla arkadaş olmayın. Etkili anne baba olun. Onu dinleyin. Nasihatçi değil, refakatçi olun. Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak. Bırakın bir tane anne babası olsun!” diyerek ebeveynleri sadece ebeveyn olmaya davet etti.

Türkiye’de birey-toplum ilişkilerini yorumlayan tanınmış uzmanlar arasında yer alan, “Küçük Şeyler”in yaratıcısı Prof. Dr. Üstün Dökmen’in aile içindeki dengeleri kurmak konusundaki diğer çarpıcı önerileri ise şöyle:

ÇOCUĞUN ÜSTÜNE DÜŞMEYİN, İLGİLENİN
Yaşam denge üzerine kuruludur. Yaşamı dengeli kuramayan anne babaların, çocuklarının üstüne çok fazla düştüklerini gözleyebilirsiniz. 80 kiloluk bir baba çocuğun üstüne düştüğünde ne olursa, aslında çocuğun üstüne fazla düşüldüğünde de yaşanan durum bunun aynısıdır aslında. Çocuğun üstüne düşmeyin, onunla ilgilenin.

Hayatın her alanında dengeli yaşamak gerekir. Aksi takdirde bir başka yaşam alanında harcanmayan enerjiyi çocuğa yöneltirsiniz. İş çok önemli olabilir ama yaşamın geri kalan alanları da çok önemli. Bir bakarsınız ki çocuk 15 yaşına gelmiş. Ve siz çocuğunuzun 3 yaşını sonsuza dek kaçırmışsınız.

TÜM YÖNETİCİLER EVDE YETİŞİR
Çocuklara sorumluluk verilmesi gerekir. Yöneticiler ne okulda yetişir ne de işte. Tüm yöneticiler evde yetişir. Yaşama ilişerek de yaşamak mümkün, yerleşerek de. Yaşama yerleşmek lazım. Bunun için de çocuklara küçük yaşta sorumluluk verin. Giyinme sorumluluğu verin, yemek yeme sorumluluğu verin. Bir kaşığı ağzına yerleştiremeyen çocuk yaşama nasıl yerleşecek? Bazı konularda da seçim özgürlüğü verin. Seçim yapmak zordur. Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmesine izin verin.

BAĞIMLI ÇOCUK YETİŞTİRMEYİN
Çocuklara gerekeni yapacak kadar öğretin. Çocuğunuza yapacağı şeyleri sufle etmeyin. Suflörlü yaşam bağımlılığı getirir. Çocuğa istediğiniz kadar karışın. Ama bilmelisiniz ki en önemli anlarda yanında olamayacaksınız. OKS ya da ÖSS sınavına girerken, evlilik gecesinde ya da doğum sırasında isteseniz de yanında olamayacaksınız. “Nereye gittiğini bilen insanlara dünya çekilip yol verir” diye bir söz vardır. Biz de nereye gittiğini bilen çocuklar yetiştirelim.

Öte yandan, çocuk karşısında anne babanın otoritesi mutlaka olmalı. Otorite, saygı ve sevgi bir arada olabilir. Saygı, karşılıklı sevgi sonsuz ama otorite mutlaka olmalıdır.

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.