Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

VELET, EVLENMEK İSTİYOR!


Velet, evlenmek istiyor!

Hadi itiraf edin! Çocuğunuz 2 yaşındayken “Ben kız mıyım-erkek miyim, neden?” diye sorduğunda, 4 yaşındayken babasıyla-annesiyle evlenmek istediğini söylediğinde, 6 yaşında anne-baba olmak istediğini açıkladığında, 8 yaşında “Aşık oldum galiba” diye geldiğinde ne söyleyeceğinizi bilemeyip, çocuğunuzun karşısında kızarıp bozardınız değil mi? Yalnız değilsiniz? Birçok anne baba, çocuğuna cinsellikle ilgili konularda neyi ne zaman ve ne kadar söylemesi gerektiğini bilmiyor ve cinsellik konuşmaktan hiç mi hiç hoşlanmıyor. Çünkü kendi anne babasından miras böyle bir tecrübesi yok. Fakat, milenyum çağı anne babalarının bir yerden başlaması şart. Ama çocukla konuşmadan önce bilgileri tazelemekte yarar var. Morpa Yayınları’ndan çıkan “Çocuğun Cinsel Eğitimi” adlı kitap örneğin, çok iyi bir kaynak… Sonra, çocuğunuzun bir cinselliği olduğunu kabul ederek işe başlayabilirsiniz. Sorularına, rahat bir tutumla, onun yaşına ve gelişimine uygun cevaplar vererek devam edebilirsiniz. En önemlisi de sorduğu sorular hakkında onun neyi ne kadar bildiğini ve neyi ne kadar öğrenmeye ihtiyaç duyduğunu anlayabilmelisiniz. Bunun için siz de çocuğunuza önce onun ne bildiğini sorabilirsiniz? Tekrarlayan sorular ise sizi korkutmasın, çocuklar böyle öğreniyor. Duru’ya kaç kere “Çocuklar anne ve babalarıyla evlenmezler, çünkü” diye başlayan cümleler kurduğumun sayısını ben bile unuttum. Sınırları da, kuralları da, yasakları da sorarak bizden öğreniyorlar. İşte, bu harika anahtarı çocuklarımızın lehine kullanmak da ilk bize düşüyor.

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE

CİNSEL TACİZDEN KORUMAK İÇİN!
Çimdikleme, okşama, sıkıştırma, öpme, el ile sarkıntılık etme, laf atma, uygunsuz sözcüklerle rahatsız etme gibi davranışlar cinsel taciz kapsamına girer. Anne babaları en çok korkutan ve kaygılandıran, çocuklarının, kendilerinin olmadığı bir ortamda, bu tür bir durum ile karşı karşıya kalması ve bundan haberdar olamamaktır. Çocuğunuzu cinsel tacizden korumak için;
İnsanlarla mesafeli iletişim kurmasını, yaşadığı her durumu sizinle paylaşabileceği sıcak ve açık aile ortamı sağlamayı, en önemlisi de “Hayır” demeyi öğretin.

Cinsel gelişiminde de başrol sizin!

Doğduğumuz andan itibaren cinselliğimiz de var. Bu nedenle cinsel eğitim de doğar doğmaz başlıyor. Yard. Doç. Dr. Necla ve Semai Tuzcuoğlu’nun verdiği bilgiler ışığında; çocuğunuzun cinsel eğitimine nasıl katkıda bulunduğunuzu gözden geçirmek istiyorsanız, buyurun…

Çocuğun her alandaki gelişiminde olduğu gibi, cinsel eğitiminde de aileye önemli görevler düşer. Çocuğun kişiliğine temel oluşturacak özelliklerin çoğu ailede oluşur. Bu da ancak, çocukların yaşına uygun bir şekilde, gerektiği kadar bilgilendirilmeleri ile mümkündür. Aşağıdaki aile tiplerinden hangisinin özelliklerinin size daha yakın olduğunu belirleyerek, çocuğunuzla ilişkinizde eve onun cinsel gelişiminde yaşanabilecek olumlu olumsuz durumlar hakkında bilgi edinmeye ne dersiniz?

OTORİTER AİLE
Ülkemizde sık görülen bir aile modelidir. Ataerkil toplum kültürüne sahip ülkelerde bu tip ailelere rastlama olasılığı fazladır. Ailede otorite kabul edilen kişiler vardır. Genellikle kurallar onlar tarafından belirlenir ve diğer üyelerin sorgulamadan o kurallara uymaları beklenir. Otoriter ailelerde: Kurallar tartışılmaz, hakkında yorum yapılamaz. Kurallar uyulmak içindir. Kurallara uymayanlar cezalandırılır. Aile bireyleri arasında otoriteye dayalı bir iletişim vardır. Esneklik yoktur. Özellikle çocuğun fazla söz hakkı yoktur. Cinsellik kavramı bir tabu olarak görülür. Ayıp ve günah kavramları sıklıkla kullanılır. Çocukların sorularına yetişkinlerin uygun bulduğu ölçüde yanıt verilir ya da verilmez. Çocuğun kendi kendine karar vermesine izin verilmez. Çocuğun kendi kendine karar vermesine izin verilmez.

Bu aile ortamında yetişen çocuklar: İçe dönük, yaratıcılıktan uzak, karar verme becerisi gelişmemiş, otorite ile karşılaştığında kayıtsız şartsız boyun eğen, kendileri otorite konumuna geldiğinde, altında yer alanları ezme eğilimi gösteren, hatalara karşı hassas ve affedici olmayan bir yapıya sahip olabilirler.
Otoriter ailelerde cinsel konularda çocuklara bilgi verilmez. Bunlar yasak ve günah bilgilerdir. Cinsel bilgileri öğrenmek onlar için zararlıdır. Bu tip ailede genellikle cinsellik=namus olarak algılanır.
Otoriter ailelerde; çocukluğundan itibaren cinsel gelişimi ile ilgili aileden bilgi alamayan çocuk, ihtiyacı olan bilgileri başka kaynaklardan elde eder. Ancak, edindiği yalan yanlış bilgiler çocuğa zarar verebilir. Çocukların hangi bilgiyi ne şekilde aldıkları saptanamayacağı için zamanında önlem almak mümkün olmaz.

Cinselliği bir tabu olarak algılayan ve öyle aktarılan çocuk, sonraki yaşamında kız ya da erkek arkadaşlarıyla, hatta evlilik yaşamında sorunlar yaşayacaktır. Cinselliği korku, utanç, kötü, tabu kavramlarıyla birlikte yaşamaya çalışacaktır. Bu çocuklar yetişkinlik dönemlerinde ve evliliklerinde cinsiyetinin özelliklerini tam olarak yaşayamayacaktır.
Üstelik çocuk, aile ortamında baskıcı ve otoriter bir tutum altında bastırıldığı için, fırsat bulduğu ve aile baskısının olmadığı durumlarda, cinselliğini yaşının çok üzerinde ve abartılı yaşayacaktır. Bunu şişirilmiş bir balona benzetmek mümkündür. Nasıl ki, şişirilmiş bir balon elimizde olduğu sürece kontrol altında tutulabiliyor, ama bıraktığımızda kontrolsüz bir şekilde havada dolaşıyor ve sağa sola gidiyorsa, aynı durum bunun için de geçerlidir.

AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ AİLE
Bu aile modelinde çocuğa aşırı hoşgörü ve teslimiyet vardır. Çocuk her ne yaparsa yapsın kabul edilir. Elbette hoşgörülü olmak olumsuz bir durum değildir, ancak her durumda olduğu gibi, fazlası zarar verici olacaktır. Bu model yetişkinler için belki olumsuz olmayabilir, ama çocuk için tehlikelidir.

Aileyi toplumun en küçük birimi olarak düşündüğümüzde, hoşgörülü aile yapısı topluma uymamaktadır. Çünkü toplumda kurallar ve kurallara uyulmadığı zaman da ceza vardır. Ayrıca toplumda karar verme mekanizmaları vardır. Kuralsız ve herkesin hoşgörü ile yaklaştığı hoşgörülü ailenin çocuğu, topluma adımını attığı andan itibaren hayal kırıklığı yaşayacaktır. Ailede gördüğü hoşgörüyü herkesten bekleyecektir. Bulamadığı zaman bunu nedenini anlamaya çalışacak, sonrasında ise içine kapanıp toplumdan uzaklaşma eğilimi gösterecektir.
Aşırı hoşgörülü aile ortamında yetişen çocuk: Yaratıcı değildir. Kurallara uymada zorluk çeker. Karar veremez. Sürekli çevresinden onay görmek ister. Doğru ve yanlışı algılayamaz. İçinden geldiği gibi, keyfi hareket etme eğilimi vardır. Ailedeki hoşgörüyü çevresindeki bütün insanlardan bekler.

Cinsel eğitim boyutunda ise, bu tip ailede yetişen çocuklar zorluk yaşarlar. Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi, cinsel eğitim ve cinselliği yaşamanın önceden belirlenmiş kuralları vardır. Kişi ancak bu doğrultuda yaşarsa mutlu olabilir.

Cinsel eğitim gibi, boyutları sonraki yaşamı etkileyecek ve bireyde geri dönüşü olmayacak tahribatlara yol açabilecek hassas bir konuda, aşırı hoşgörülü aile modeli uygun değildir.

Ailenin çocuğunu bilinçlendirmesi, gerekli yerlerde uyarması, hatta gerektiğinde engelleyici tavır göstermesi zorunludur.

Kendisi için neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemeyen, yaş ve gelişim özelliği gereği karar verme olgunluğuna ulaşamayan çocuklar gerekli yönlendirme yapılmazsa mutsuz olurlar.

TUTARSIZ AİLE
Bu aile modelinin en tipik örneği çocuğa, farklı farklı yaklaşımlarda bulunan anne babadır. Kurallar ve kurallara uymama durumunda verilen cezalar tutarsızdır. Olumlu davranışlar gösteren çocuğa verilen ödüller bazen yetersiz kalmakta, bazen de abartılı olmaktadır. Kısaca, denge yoktur.

Aile bireyleri arasında sağlıklı iletişim yoktur. Özellikle yetişme çağındaki çocuklar ne zaman, ne yapacaklarını bilemezler. Yaptığı bir davranış bir gün onay görürken, bir başka gün ceza almasına neden olmaktadır. Aile içindeki iletişim düzeyi, anne babanın içinde bulunduğu duruma göre farklılık gösterir. Buna ek olarak anne ya da babanın çocuğa yaklaşım farklılığı da tutarsız ailelerde çok sık görülür. Annenin “hayır” dediği bir konuya babanın “evet” demesi bunun en tipik örneğidir.

Tutarsız aile ortamında yetişen çocuk: Kendisi için doğru ve yanlış olanları ayırt edemez. Tutarsız bir kişilik tipi geliştirir. Çocuk, anne babanın içinde bulunduğu durumu önceden kestirme ve duruma uygun davranma stratejisi geliştirir. Aynı tutarsızlık anne baba arasında da varsa, çocuk anne ve babaya farklı strateji geliştirecektir. Kendine özgü bir hayat felsefesi geliştiremez. Yaratıcı değildir. Bir toplulukta kendine yer edinemez ve fikirlerini savunamaz.

Tutarsız aile ortamında yetişen çocuk bir davranışta bulunurken içinden geldiği gibi değil, çevresindeki insanların tarzına göre, hatta onlar tarafından onay görecek şekilde tavır alacaktır. Cinsel eğitim boyutunda ise, zamanlama, doğruluk, açık iletişim ve en önemlisi güven ortamı bu aile tipinde olmadığı için çocukları olumsuz etkiler. Çocuk ileriki yaşamında, bazı insanlardan onay görmek ve onlara göre davranmak adına istemediği halde taviz vermek eğiliminde olabilir.

İLGİSİZ AİLE
İlgisiz aile modelinde, çocuğa, en temel ihtiyacı olan ilgi ve şefkat yeterince verilmez. Bunun çeşitli nedenleri vardır. İstenmeyen çocuk olabilir. Çocuğun cinsiyeti istenmemiş olabilir. Anne baba yoğun iş temposu nedeniyle çocuğa ilgi gösteremiyor olabilir. Aile çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını (yemek yeme, uyku, barınma, iyi giyinme vb.) yeterince ilgi göstermek olarak algıladığı için, duygusal ilgiyi ve sevgiyi ihmal ediyor olabilir.

İlgisiz aile ortamında yetişen çocuk: Duygusal boşluk yaşar. Bulamadığı ilgiyi başka yollardan gidermeye çalışır. Kendi kararlarını veremez. Davranışlarının onay görüp görmediğini anlayamaz. Kendisine ilgi gösteren diğer insanlara yakın davranma eğilimi gösterebilir. Yaratıcı değildir. Tutarlı davranış sergileyemez. Cinsellik boyutunda ilgisiz ailelerde yetişen çocukları bekleyen en önemli tehlikelerden biri, cinsel tacize açık oluşlarıdır. Çocuk aile ortamında bulamadığı ilgi ve sevgi gereksinimini, aile bireyleri dışındaki başka kişilerde arayabilir. Eğer çevrede potansiyel olarak tacizde bulunma eğiliminde kişiler varsa, bu durum tehlike yaratabilir. Cinsel tacizin dışında, özellikle ergenlik döneminde zaten var olan, gelişim özelliği gereği karşı cinsin ilgisini çekme isteğine, çocukluk yıllarında başlayan ve karşılanmayan duygusal açlık da eklenince, birey ona ilgi gösteren ilk kişiye yönelebilir. Arkadaşlıklarında seçici davranmadığı için, zararlı arkadaşlıklar kurabilir.

DEMOKRATİK AİLE
Demokratik aile modeli günümüzde en fazla onay gören sağlıklı bir aile modelidir. Bu aile ortamında sevgi, saygı ve güven önceliklidir. Ailede uyulması gereken kurallar vardır. Kurallar mantıklıdır ve konulma gerekçeleri mutlaka açıklanır. Kurallara uyulmadığında ceza vardır. Çocuğa verilen cezalar, ceza gerektiren davranışı ile orantılıdır. Çocuk dahil tüm aile üyelerinin karşılıklı konuşma, tartışma ve görüş bildirme hakkı vardır. Anne babanın çocuğa davranışında tutarlılık vardır. Aile içi kararlara tüm aile üyeleri katılır. Karar verme ve problem çözme aşamaları birlikte gerçekleştirilir. Demokratik aile ortamında yetişen çocuk, kendine ve ailesine güvenir. Yaptığı işlerde yüreklendirilir. Olumsuz davranışları ve onay görmeyen özellikleri çocuğa uygun olmayan bir dille anlatılır.

Demokratik aile ortamında yetişen çocuk: Fikirlerini özgürce ifade eder. Karar verme becerisi gelişmiştir. alternatif seçenekler oluşturabilir. Kuralları sorgulayabilir. Kuralların ortak yaşamın bir parçası olduğunu bilir. Kendinin ve başkalarının haklarını gözetir. Yaratıcıdır. Duygu ve düşüncelerini rahatlıkla anlatabilir. Paylaşımcıdır. Anne babası ile açık iletişim kurar. Kendine güvenir. Sevgi, ilgi, güven açlığı yaşamaz. Aile bağlılığını ve aile misyonunu bilir ve bu doğrultuda yaşar. İstemediği durumlarda kalacağı önerilerde bulunan insanlara “Hayır” demeyi bilir.

Demokratik aile ortamında yetişen çocukların, cinsel gelişim sürecinde sorun yaşama olasılıkları azdır.

Merak ettiklerini rahatlıkla sorabilir ve uygun yanıtlar alabilirler. Kendilerine olan güvenleri nedeniyle ve ne isteyip ne istemediklerini rahatlıkla ifade edebildikleri için cinsel tacize uğrama olasılıkları çok azdır. Çünkü bunu önleyebilirler. Herhangi bir duygusal açlık yaşamadıkları için, bu anlamda kendilerini kullandırmaları değildir. Sağlıklı kız-erkek arkadaş iletişimini rahatlıkla kurabilirler. Aile dışında yaşadıkları olayları rahatlıkla aile üyeleriyle paylaştıklarından, sorun çıktığında sağlıklı yönlendirme yapmak daha kolaydır ve hatalı davranışları zamanında önlenebilir.

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.