Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

O SİZİN DEV AYNANIZ


O sizin dev aynanız

Bebeğinizin ağlamalarının nedenini anlamak ve ona anında cevap vermek ilk zamanlar size bilmece çözmek gibi gelebilir, bu gayet doğaldır. Ama sevgiyle, ilgiyle, sabırla, bebeğinizi tanıdıkça ağlamalarının neden kaynakladığını bilmek konusunda ustalaşırsınız. Hatta sizi parmağında oynatmak üzere ağladığını bile bilirsiniz. Hastalanacağının ilk sinyallerini de bebekler ağlayarak verirler. ”Bebeğimin karnı tok, altı temiz, gazı ya da uykusu da yok” dediğiniz, fakat inatçı ağlamalarına bir türlü cevap veremediğiniz durumlarda ise, mutlaka doktorunuzdan yardım istemelisiniz. Bu arada, ”bebekler ağlayarak büyürler” genel kanısının bebeğinize, size ve doktorunuza zaman kaybettirmemesi için de bebeğinizin bir sağlık sorununun olup olmadığını kesinlikle araştırıp öğrenmelisiniz.
Öte yandan, bebekler ayna gibidir, sizi ve yaşadıkları dünyayı birebir yansıtırlar. Anne babanın ve bebeğe bakım veren kişinin duygu durumları, bebeğin büyüdüğü mekandaki olumlu olumsuz enerjiler bebeğin ağlamalarına ya da gülümsemelerine pekala neden olabilir. ”Bebek o bir şeyden anlamaz” demeden önce ve bebeğinizi ”mizacı böyle, zor bebek, huysuz bebek” diye yaftalamadan önce, yaşamınızı en ufak detaylarına kadar gözden geçirmenizi naçizane öneririm. Endişeli, gergin ve asabi bir gününüzde misiniz? Ya da huzurlu, sakin ve güven duyduğunuz bir günde mi? Bebeğinize sorun! Çünkü o minicik varlık, artık sizin dev bir aynanız...

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE

BEBEĞİNİZ KOLİK DE OLABİLİR!
İnatçı ağlamaların bir başka nedeni de kolik yani gaz sancısıdır. Ortalama, her 5 bebekten 1’inde genellikle akşamüzeri başlayıp bazen uyku saatine dek süren ağlama nöbetleri şeklinde görülür. Kolikteki ağlama diğer ağlamalardan  farklıdır; bebek adeta çığlık atarak ağlar ve yatıştırılması çok güçtür. Ağlama bazen 2-3 saat, bazen daha uzun sürebilir ve hemen her gün aynı saatte olur. Bebek genellikle bacaklarını karnına doğru çeker, yumruklarını sıkar ve çoğunlukla hareketliliğini arttırır.Gözlerini ya sımsıkı kapatır ya da kocaman açar, kaşlarını çatar, nadiren çok kısa süre nefesini tutabilir. Bağırsak hareketleri artar ve gaz çıkarabilir. Yeme ve uyku düzeni bu ağlama nöbetleri sırasında bozulur. Bebek anneyi emmek ister ama başlar başlamaz bırakır, bazen kısa süre uykuya dalar ama ağlayarak uyanır. Ancak bu ağlama şekilleri bebekten bebeğe de çok değişkendir. Kolik genellikle yaşamın 2. veya 3. haftasında başlar (prematüre bebeklerde daha geç) ve genellikle 6. hafta civarında en şiddetli halini alır. Genellikle 3. aydan sonra problem hafiflemeye başlar ve bazen yavaş yavaş azalarak, bazen de birdenbire kesilerek adeta mucizevi bir şekilde düzelir. Nadiren 4. veya 5. aya dek bu sorunlar devam eder. Doktor kontrolü sonucu bebeğinizin başka bir sorunu olmadığından eminseniz, kolik probleminin birkaç ayda düzeleceğini bilerek sabırlı davranmalısınız. Bebeğinizi emzirme ya da biberonla besleme tekniğinizin doğru oladuğunu kontrol etmeli, bebeğinizin hareket etmesini sağlamalısınız. Ayrıca gaz masajı da bebeğinizi rahatlatacaktır.

İnatçı ağlamaların nedeni beslenme şekli olabilir!

Bebeğinizin inatçı ağlamalarından muzdaripseniz, bu ağlamaların bebeğinizin beslenme şekline bağlı bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmelisiniz. Yrd. Doç. Dr. Mahir Gülcan’a (Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı) inatçı ağlamaların nedenlerini ve çözüm yollarını sorduk.

Bebekler ağlayarak çevreleriyle iletişim kurarlar. Ağlama süresi ve şekilleri açısından bebekten bebeğe farklılıklar görülebilir. Bazı bebekler cok kısa süre, bazısı uzun süre ağlar. Bazıları hafifçe mızıldanırken, bazıları kuvvetle ağlar. Bazı bebekler kolayca sakinleştirilebilirken, bazısı için bu zordur.

Yine de bebeklerin büyük bir bölümünde ağlama 2. hafta civarında başlar, 6. ila 8. haftalarda en üst seviyeye çıkar ve 3. ila 4. aylarda büyük oranda azalır. İnatçı ağlama, birbirini izleyen 3 hafta boyunca, haftada 3 gün, günde 3 saatten uzun süren ağlama olarak tanımlanır.

Ağlamanın bir hastalığa bağlı (organik) ve bir hastalığa bağlı olmayan (nonorganik) nedenleri vardır. En sık görülen nedenler şöyle sıralanabilir:

Ağlamanın bir hastalığa bağlı nedenleri:
1- Sindirim sistemi dışı nedenler: İdrar yolu enfeksiyonu, fıtık gibi.
2- Sindirim sistemi hastalıkları:
- İnek sütü alerjisi.
- Gastroözefageal reflü.
- Laktoz intoleransı.

Ağlamanın bir hastalığa bağlı olmayan nedenleri:
- Yorgunluk.
- Açlık.
- Sinir sisteminin olgunlaşmasında gecikmeye bağlı sakinleşmede yetersizlik.

İNEK SÜTÜ ALERJİSİ
Bebekler arasında en sık rastlanan besin alerjisidir. İnek sütü proteinine alerjisi olan bebeklerin yüzde 50’sinden fazlasında soya sütü proteinine karşı da alerji vardır.

Daha çok sütten kesme döneminde yaşansa da, her yaşta gözlenebilir. İnek sütü alerjisinin belirtileri daha çok ishal, kusma, kanlı kaka, daha az sıklıkta kabızlık gibi sindirimle ilgiliyse de, zaman zaman egzema ve deri döküntüleri de görülebilir. 

Hem anne sütü hem de mama ile beslenen bebeklerde inek sütü protein alerjisine bağlı olarak, inatçı ağlamayla birlikte aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
• Beslenme sonrası kusma.
• Kanlı veya sümüklü ishal.
• Normalden daha az kilo alma.
• Egzema gibi alerjik cilt bulguları.
• Aile üyelerinde inek sütü alerjisi olması.

TEDAVİ: Hem mama ile hem de sadece anne sütü ile beslenen çocuklarda ortaya çıkabilir. Normal mamalar inek sütü kullanılarak yapılmaktadır. Sadece anne sütü alan bebeklerin, annelerinin aldıkları süt ve süt ürünlerindeki alerji yapan proteinlerin anne sütünden geçerek bebekte de inek sütü alerjisinin ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.

MAMA İLE BESLENEN BEBEKLERDE:
Eğer bebek inek sütü ve süt ürünleri de alıyorsa, tamamını kesmek koşuluyla sırası ile aşağıdaki tedavi yöntemleri uygulanır. Ve yaklaşık iki hafta içinde tedaviye yanıt alınır.

1- Soya sütü ile yapılan mamalar.
2- Kısmi hidrolize mama: Mamada yer alan proteinlerin küçük parçalara
bölünmüş olarak yer alması ve bu sayede mamanın alerji yapma riskinin azaltılması ve kolay sindirilmesinin sağlanması.
3- Amino asit bazlı mama kullanımı: Mamada yer alan proteinlerin en küçük
parçası olan amino asitlere kadar parçalanmış olarak yer alması ve bu sayede mamanın alerji yapan bölümü olan proteinlerin bu özelliğinin ortadan kaldırılması ve kolay sindirilmesinin sağlanması.

ANNE SÜTÜ İLE BESLENEN BEBEKLERDE:
Annenin tüm süt ve süt ürünlerini diyetinden çıkarması gerekmektedir. Bu durumda anne dışarıdan günlük kalsiyum desteği almalıdır. Bu diyetin uygulanmasından yaklaşık 2 hafta sonra şikayetler düzelmiyorsa, anne normal diyete geçebilir. Eğer birden fazla gıdaya karşı alerji şüphesi varsa, bu durumda daha detaylı bir kısıtlamaya gitmek gerekebilir.

GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ
Gastroözofageal reflü; mide içeriğinin yemek borusuna istemsiz olarak geri kaçması sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Yemek borusunda oluşturduğu hasar ve buna bağlı ortaya çıkan belirtilere ek olarak, sindirim sistemi dışında yarattığı birçok bozukluk nedeni ile de çocuklarda önemli bir hastalık nedeni olarak karşımıza çıkar. Çocukluklarda özellikle yemeklerden sonra ortaya çıkan kronik kusma, besinleri reddetme, iştahsızlık, kilo alamama gibi bulgular yanında tekrarlayan üst solunum yolu hastalıkları (farenjit, larenjit, orta kulak iltihabı, sinüzit) ve astım gibi alt solunum yolu hastalıklarına da neden olur.

Günde 5 veya üzeri sayıda kusması ve-veya beslenme sırasında zorlanması olmayan bebeklerde, reflünün inatçı ağlamanın bir nedeni olma ihtimali pek yoktur.

TEDAVİ:
İlaç dışı tedavi: Bebeğin yatağını 30 derece yükseltmek, koyulaştırılmış hazır veya evde hazırlanmış beslenme ürünleri kullanmak, her beslenmeden sonra bebeği 10 dakika dik tutmak.
İlaç tedavisi: Mide asidinden yemek borusu ve yutağı koruyucu ilaçlar ile mide asit yapımını azaltan ilaçlar, reflü tedavisinde başarı ile kullanılmaktadır.

LAKTOZ İNTOLERANSI
Laktoz intoleransı; sütün temel şekeri olan laktozun yeterli sindirilememesinden kaynaklanır. Bu yetersizlik ise laktaz enziminin eksikliğinden kaynaklanır. Alınan laktozu sindirebilmek için, gerekli laktaz yeterli olmadığı zaman özellikle bebeklerde sindirim sistemi ile ilgili önemli belirtiler ortaya çıkar. Yenidoğan ve küçük bebeklerde genel olarak ishal, büyüme-gelişme geriliği, aşırı gaz ve inatçı ağlamalar ile rahatsızlık kendini belli eder. Büyük çocuklarda ise mide bulantısı, karında kramplar ve dolgunluk hissi, şişkinlik, gaz ve ishale neden olur. Bu belirtiler laktoz alındıktan yarım saat ile 2 saat arasında bir süre sonra başlar.

Bebeklerde sulu ve köpüklü kakaya eşlik eden ağlama, laktoz intoleransı sonucu ortaya çıkabilir. Asidik karakterde kaka yapmaya bağlı olarak (besinlerle alınan şekerin sindirilmeden atılmasının göstergesi) makat etrafındaki deride soyulma sık görülen bir belirtidir. Kesin teşhis, kaka testleri ile koyulur.

TEDAVİ: Mama alan bebeklerde özel laktozsuz mama kullanımı, anne sütü alan bebeklerde ise sütün kesilmesi gerekebilir.

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.