Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!


3 yılın sorumlusu benim!

 

Bu sayfada yayınlanmak üzere uzmanlarla röportaj yaptıkça, her defasında ilk 3 yılın bütün hayatın temelini oluşturmak üzere ne kadar da önemli olduğunu bir kez daha öğrenip, yine her defasında sanki ilk kez öğrenmiş gibi dehşete düşüyorum. Ve dimağım ister istemez Duru’nun ilk 3 yılına gidiyor. Eksik gedik bir şey olmuş mu, diye anılarımı didik didik ediyorum. Annelik bir tür delilik ya, “Bir hatam oldu mu acaba?” diye kendimi sorgulamadan edemiyorum.

 

Mesela, bu röportajın ardından da Duru’nun doktorunu arayıp, “Duru doğunca topuktan alınan kanla Fenülketonili testi yapılmıştı ya, Hipotiroidi testi de yapılmış mıydı” diye sormadan edemedim… İnsan her ayrıntıyı aklında tutamıyor, unutuyor… Allahtan, “Yapılmıştı tabii” cevabını aldım da rahatladım. Çünkü burası Türkiye ve malum falanca hastanede yapılan test filancada yapılmayabiliyor ya da özel hastanelerde uygulanan aşılar, sağlık ocaklarında uygulanmayabiliyor. Anne- baba olarak, daima tetikte, daima araştıran, çok soran, karşınızdaki doktor bile olsa insiyatifi elden bırakmayan bir tarza yakın durmanız gerekiyor. Maazallah, çünkü söz konusu olan çocuğunuzun sağlığı ve Türkiye’deki sağlık sistemi de maşallah genellikle parası olana, o da şansı ve bilgisi yaver giderse işliyor…Hani, derler ya, “Hastaneler başımızdan eksik olmasın ama gerek de olmasın” diye, aynen öyle… Fakat, tabii, söz konusu çocuk olduğunda, hastalanmasalar bile, ki bu mümkün değil, düzenli olarak  kontrol altında tutulmaları gerekiyor. Zaten, özellikle ilk 1 yıl, “sağlam çocuk kontrolü” bütün dünyada öne çıkan bir kavram… İlk 3 yılın da, psikolojik ve zihinsel gelişmede olduğu kadar, fiziksel büyüme ve gelişmedeki önemini de bugün bütün dünya kabul ediyor.

Valla, bütün bu bilgiler öne çıktıkça da, Duru’nun doğumundan 40 ayına kadar bakımıyla birebir ilgilenmiş olmanın rahatlığını ve güvenini yaşıyorum. Nasıl beslendi, nasıl uyudu, hangi sağlık kontrollerinden geçti, psikolojik ve zihinsel gelişimi nasıldı, bütün bunlar bilgim altında… Günahıyla sevabıyla ilk 3, hatta 3,5 yılın sorumlusu sadece ve sadece benim! Tabii, o dönem Duru’nun bakımını birebir üstlenemeseydim, çalışsaydım da, yine bir anne olarak insiyatif  benim elimde olacaktı elbet.  Fakat, bir farkla, her şeyi bu kadar ayrıntılı kontrol edemeyecek, her anını gözlemleyemeyecek ve doya doya bebeklik dönemini yaşayamayacaktım. Zaten, benim böyle şahsi bir takıntım olduğu için doğumdan sonra çalışmamayı tercih ettim. Fakat, doğumdan hemen sonra çalışan, çalışmak zorunda kalan  anneler de beni sakın ha yanlış anlamasınlar. Sadece düzenlerini iyi kursunlar ve organizasyonlarını iyi yapsınlar, bebeklerini güvendikleri insanlara teslim etsinler. Çünkü, ilk 3 yıl gerçekten tahmin edemeyeceğimiz kadar bütün hayat üstünde etkili… Hepinize çocuklarınızla birlikte sağlıklı günler dilerken, önümüzdeki Çarşamba ergenlik dönemiyle konuya kaldığımız yerden devam edeceğimi hatırlatırım.

 

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE

Sizi bilmem ama ben geçen haftayı, 23 Nisan’da ne yapsak da yavruyu mutlu etsek tribiyle geçirdim. Malum, Pazar gününe rastgeldi ve her yerde bir etkinlik, bir organizasyon, bir davet, bir hareket… Bir de bizimki artık 4 oluyor ya, her şeyin farkında… Okulda da bir hafta boyunca 23 Nisan kutlamaları yaptılar, pek hoşuna gitti, özellikle de kıyafet balosu kısmına taptı. Kendisi peri kızı oldu ya, gerisi hikaye… Ben de Pazar günü hep birlikte kutlarız 23 Nisan’ı diye hayaller kurmuştum… Fakat nerede, Cuma gecesi eve o uyduktan sonra gelince, hanımefendiden bütün haftasonu yüz bulamadım. Kızım şunu yapalım mı, yok, bunu yapalım mı, yok… En sonunda, “Ben babamla uçurtma şenliğine gitmek istiyorum, ama sen gelme” dedi… Görüyorsunuz ya, ister 3 yıl ister 40 yıl başında bekle, ama çocuk milleti işte, en az koca milleti kadar nankör oluyor. Söylemedi demeyin, deneyimlerimle sabittir!..

 

 

TEMEL İLK 3 YILDA ATILIYOR!

Acıbadem Hastanesi Büyüme ve Ergenlik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz ile, çocuğun doğumundan itibaren vücudunda hangi hormonların ne gibi işlevleri olduğunu, ilk 3 yılın önemini ve ergenlik döneminde dikkat edilmesi gereken noktaları konuştuk...


Çocuk-Endoktrin ve Ergenlik Uzmanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, aileleri boy kısalığı ve erken ergenliğe girme gibi sorunlar karşısında uyanık davranmaya çağırıyor. Unutmayalım ki, erken teşhis ve tedavi birçok sorunu sorun olmaktan çıkaran en önemli faktör… Ve işte, Büyükgebiz’in çocuk ve ergenlerin sağlığını yakından ilgilendiren önerileri…

 

- Başkanlığını yaptığınız, Büyüme, Ergenlik ve Endoktrin Merkezi’nden bahseder misiniz?
Çocuk- endokrin bölümü, çocuklardaki hormon hastalıklarıyla ilgili sorunlarla uğraşmak için kurulmuş bir bölüm. Hormonlar, salgı yapan endokrin bezlerden salgılanan ve hayatımızın kaliteli geçmesi için, idamesi için gerekli olan proteinler. Özellikle belirli yaşlarda belirli hormonlar salgılanılıyor. Örneğin; troid hormonu troid bezinden salgılanan bir hormon ve bu hormon çocukluk çağında zeka gelişiminden sorumlu, özellikle ilk 3 yıl beyin gelişimi oluşur ve bu beyin gelişimi için de troid hormonu mutlaka gerekli.

 

- Bir çocukta troid hormonu eksikse ve yerine konmazsa ne olur?
Troid hormonu eksikse ve yerine konmazsa, bu çocuklarda mutlaka belirli oranda hem zeka hem de fiziksel gelişim eksikliği söz konusu oluyor. Bu nedenle bütün ileri ülkelerde doğumdan hemen sonra topuktan alınan bir damla kanla troid hormonuna bakılıyor, tıpkı fenülketonili hastalığına bakıldığı gibi. Doğumsal hipotiroidi testinin mutlaka yapılması gerekiyor. Çünkü tiroid hormonu eksik olan çocuklar genellikle normal görünümlü çocuklardır ve tedaviye gecikilirse, olumsuz sonuçlar doğabilir. Tiroid hormonu ayrıca büyüme ve gelişmeden de sorumludur. Tiroid hormonu az olan çocuklar kısa boylu, ciltleri kuru, saçları kuru ve zayıf çocuklardır. Tiroid hormonu eksikiğinde halsizlik, tembellik ve uykuya eğilim gözlenir ve guatrla birlikte olabilir.

 

- Çocukluk çağında önem kazanan diğer hormonlar ve işlevleri neler?
Çocukluk çağında önemli olan hormonlardan bir tanesi de büyüme hormonudur, büyüme hormonu hipofiz bezinden salgılanır ve eksikliğinde çocuklarda değişik derecelerde boy kısalıkları görülür. 0-1 yaş arası 24 cm., 1-2 yaş arası 12 cm., ondan sonra ergenliğe kadar yılda en az 5 cm büyür çocuklar… Eğer 5 cm.’den daha az bir büyüme söz konusuysa mutlaka büyüme geriliği araştırılmalı ve büyüme hormonuna da bakılmalıdır.

Böbrek üstü bezinden salgılnan kortizol hormonu ise enfeksiyonlara dirençte ve strese karşı mücadele etmemizde mutlaka gerekli olan bir hormondur.

Ayrıca, pankreastan salgılanan insülin hormonu var ve o da kan şekerini düşürmeye yarıyor ve insülin hormonu yokluğunda tip1 şeker hastalığı ortaya çıkıyor.

Bütün bu hormonlar bizim hayatımızı normal seyrinde idame ettirebilmemiz için gerekli. Örneğin; 20-25 yaşlarından sonra büyüme hormonu ve böbrek üstü bezinden salgılanan bazı hormonlar azalmaya başlıyor.

 

- Çocukluk çağında hormonların yanı sıra bir de kemik gelişimi öne çıkıyor?..
Kesinlikle, bu nedenle de hormonların yanı sıra D vitamini de çok önemli. Bebeklere ilk 1 yıl  mutlaka D vitamini desteği yapmak gerekiyor. Ve bebeklerin, çocukların güneş ışınlarından yararlanmasını sağlamak ve süt, peynir, yoğurt gibi kalsiyumdan zengin gıdaların alınmasında kemik sağlığı için büyük yarar var. Çünkü kemik sağlığının oluşumu çocukluk çağında başlar ve ortalama 20 yaşına kadar devam eder. Bu yaşa kadar ne kadar sağlam kemik kütlesine sahip olursak, ileri yaşlarda osteoporoz yönünden o kadar rahat ederiz.

 

- Ya, ergenlik çağına gelindiğinde hangi hormonlar söz konusu?
 Ergenlik çağına gelindiğinde  ise kızlarda östrojen, erkeklerde testesteron hormonu salgılanmaya başlıyor. Ve bu da kızlarda meme büyümesi, erkeklerde genital bölgede  gelişmeyle giden bir süreci başlatıyor. Bu dönemde hem cinsel gelişme tamamlanıyor,  hem de kızlarda 15-20 cm, erkeklerde ise 20-25 cm’lik boy artımı gözleniyor.Vücut ağırlığının hemen hemen yüzde 50’si de bu dönemde kazanılıyor. Bu ağırlık artışı kızlarda yağ dokusu erkeklerde ise adele dokusu artışı şeklinde gözleniyor.

 

- Sanırım, ergenlik dönemi ülkemizde genellikle ihmal edilen bir dönem?
Kesinlikle öyle… Fakat, Merkezi’mizde ergenlikle ilgili sorunlar, boy kısalığı ve büyüme gerilikleri, cinsel gelişim sorunları, tiroid sorunları gibi ergenleri ilgilendiren sorunlarla da ilgileniliyor.. Ergenlik dönemi, kızlarda 10, erkeklerde 12 yaş civarında başlayıp, 18-19 yaşına kadar devam eder. Ergenlikte fiziksel ve cinsel gelişme olur. Adölesan dediğimiz dönem ise 21-22 yaşına kadar sürebilir ve psikolojik gelişmeyi de içine alır. 

 

- Merkezi’nize en çok hangi şikayetle başvuru oluyor?
Bize daha çok, obezite ile başvuruluyor. Obezitenin nedeni düşük olarak hormonal kaynaklıdır. Genellikle yemek yemek ile harcanan kalori arasındaki dengesizlikten kaynaklanır. Fakat, troid hastalıklarında, böbreküstü bezi hastalıklarında, insülinin fazla salgılanmasına bağlı olarak ya da genetik hastalık kaynaklı şişmanlık olabilir. Bunlara dikkat edilerek şişmanlığın kaynağının ne olduğunu ayırt etmek gerekir. Sonra, önemli olan çocuğun kararlı olması ve ailenin de çocuğun diyetine ve hareketli olmasına yardımcı olması gerekir.

 

- Beslenme ve büyüme ile ilgili sorunların temelinde genellikle hayatın ilk 3 yılındaki yanlışlar ya da eksiklikler söz konusu değil mi?
Evet. Yapılan çalışmalar, hayatımızın ilk 3 yılında beslenmenin, büyümeden sorumlu en önemli faktör olduğunu göstermektedir. Yani, ilk 3 yılda eksik beslenen çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, boy kısalığı daha yoğun olarak görülür. İlk 3 yıldan sonra normal beslenen çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği ve boy kısalığı görüyorsak, eğer kronik bir hastalığı yoksa mutlaka hormonal bir neden varlığı için araştırmamız gerekiyor. Bu nedenle, vücut depolarının doldurulması, boyla ilgili gerekli temellerin atılması için normal-sağlıklı beslenme ilk 3 yıl çok önemli. Her anlamda çok önemli bir temel teşkil ediyor.

Ondan sonra 6-7 yaşları vücuttaki yağ oranının artmaya başladığı yaşlar oluyor. Bu dönemlerde yaşıtlarından daha kilolu olan çocukların, ilerde obez olma ihtimali daha fazla oluyor. Yani, okula başlama çağlarında da çocukların kilolarına çok dikkat edilmeli, mutlaka yürüyüş, ip atlama gibi düzenli hareket halinde olmalarına özen gösterilmeli. Hareket, biliyorsunuz, kemik gelişimi için de çok önemli.

 

- Size yapılan başvurularda boy kısalığı da önemli bir oranı kapsıyor. Boy kısalığının nedeni nedir?
Boy kısalığının birçok nedeni olabilir. Örneğin; büyüme hormonu eksikliği varsa, bunu testlerle tespit ediyoruz. Troid hormonu eksikliği varsa, yine bunu tespit edip tedavi edebiliyoruz. Fakat, aileler bu hormon eksikliği durumlarına bağlı boy kısalığı tespit edilmiş olsa bile, aman çocuğuma hormon mu vereceksiniz, diye korkuyorlar. Oysa, bu korkuları yersiz, vücutta ihtiyaç varsa biz dışarıdan hormon veriyoruz, ihtiyaç yoksa vermiyoruz, zaten bunun için de testler yapıyoruz. Böylece, teşhis ve tedavi sonucu, çocuk boşu boşuna kısa boylu kalmamış oluyor. Ancak bunun mutlaka bir uzman denetiminde ve kontrollü yapılması gerekli.

 

- Peki, kısalık, hormonal bir nedene bağlı değilse?..
Bazı kronik hastalıklarda da boy kısalığı olabilir. Bazı doğumsal kalp hastalıklarında, romatizma hastalıklarında, bazı ilaç kullanımlarında büyüme hormonu baskılanması olabilir. Sonuçta, bütün dünyada çocukların sağlıklı olabilmesi için belli kriterler var. Örneğin; anne sütü alacak, yeterli beslenecek, aile planlaması uygulanacak, ilk bir yıl içerisinde ağızdan D vitamini verilecek, aşılama tam yapılacak ve çocuklar sağlıklı büyüyecek… Sağlıklı büyüyen çocuk normal çocuktur. Büyüme de bir problem varsa,  mutlaka bir sağlık sorunu vardır ve  bunun araştırılması gerekir.

 

- Ergenliğe erken girmek de boyun kısa kalmasında bir etken mi?
Evet, kız çocuklarında ergenliğe önce giriş nedeniyle de boy kısa kalabiliyor. Ergenlik, kızlarda 8 yaşından, erkeklerde 9 yaşından önce olursa, biz buna erken ergenlik diyoruz ve hastalık olarak kabul ediyoruz. Çünkü bu çocukların boyları önce yaşıtlarından uzun olur, fakat sonra boyları kısa kalır. Ve bu tür kız çocukları erken adet görürler. Bunları durdurmak için de erken teşhis ve tedavi gerekir. Ayrıca, ergenlik normal zamanda başlayabilir ama adet erken görülebilir. Normalde meme gelişimi ile adet arasındaki dönemde hızlı boy artışı olur, adetten sonra boy artışı azalır. Meme gelişimi ile adet arası kısa olan çocuklarda da boy kısalığı saptanır. Ailelerin uyanık davranması gerekir.

 

- Sonuçta, sadece bebeklik ve çocukluk döneminde değil, ergenlik döneminde de çocukların kontrol altında olması gerekiyor…
Evet, ergenlik dönemindeki çocukların da mutlaka kontrol altında olmalarında fayda var. Çünkü, örneğin boy kısalığı ne kadar erken bize başvurulur ve sorun tespit edilirse, çocuğun bu sorunu da o kadar erken yanıt bulur. Yine, örneğin, bu dönemde bazı troid hastalıkları ortaya çıkar guatrla birlikte, sonra kansızlık ortaya çıkabilir, ortopedik bozukluklar olabilir, obezite, aşırı tüylenme, erken ergenlik gibi şikayetler olabilir, bunların mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Yani, bu dönem çok özel bir dönem ve ailelerin çocuklarıyla iletişim halinde olması gereken bir dönem…


ANNEYSENİZ, DENGEYİ BULMAK USTALIK İSTİYOR…

Bütün dünyada araştırmalara ya da tartışmalara bakın, bir çocuğun başına Allah korusun sevimsiz bir durum gelmişse, hemen "Anne nerede hata yaptı acaba?" denir. Ayol yeter, doğurduysak doğurduk, insan bu kadar da iğdiş edilmez ki… Çalışan anne olduğunuz için, çalışmayan anne olduğunuz için, boşanan anne olduğunuz için, boşanmayan anne olduğunuz için, vs.vs. hep suçlanırsınız. Evet, çocuğa sevgiyi de, güveni de, başkalarına saygıyı da, kendini korumayı da büyük ölçüde anne öğretir. Ama babanın, çocuğun içinde bulunduğu ailenin, okulun, sokağın, sistemin, medyanın, yasaların hiç mi sorunluluğu yok? Sonra da "Çocuk annenindir, gerisi boş" dediğimiz zaman kızıp alınıyorsunuz. En önemlisi de; "Çocuğun annesinin çalışan mı, boşanan mı, o yüzden mi?" diye genel geçer sorgulamalarda bulunmaktansa, ebeveynlik becerisinin çok çok kişisel bir ustalık gerektirdiğini hatırlatmak isterim.


DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.