Biz tatildeyiz...
Ayıptır söylemesi sizlere bu yazıyı Ölüdeniz Lykia Word'den yazıyorum Eh, çocuğunuz bebeklikten çıkıp, ağlamalarının nedenini kendisi söyleyebildiğinde böyle 3 günlük tatilleri fırsat bilip, aniden deniz sezonunu açmaya gidebiliyor insan Ama, işte bu veletler neredeyse ergenlik yaşlarına kadar zaman zaman kendilerini ağlayarak ifade etmeyi özellikle tercih ediyorlar. Malum, duygu sömürüsünün ağlayarak yapılanı makbul Ve bu durum cennet misali bir doğada olsanız da pek değişmiyor, hani çocuğun ağlamaları nedeniyle kafayı kıracaksanız, yine kırıyorsunuz. Tamamen sizin tercihinize ve yavrunuzun sizin sınırlarınızla ne kadar oynayabildiğine bağlı Biz bu konuda ikimiz de gayet başarılıyız! O yüzden, insan çocuklu olunca, kendisi gibi çocuklu insanların olduğu bu tür mekanlarda gerçekten çok rahat ediyor. Hem herkes çocukların çıkardığı ağlamaya inlemeye alışık oluyor, kimse kimseyi yadırgamıyor, hem de içinizden bütün çocuklar aynı diyorsunuz; 'Tek dertleri, oynamak, eğlenmek ve bunları yapamadıklarında da ağlamak '
Kış ağır seyredince hepimiz gibi, kafayı tatile gitmekle bozan 4 yaşındaki kızım Duru'yla Lykia Word'a bu üçüncü gelişimiz. Çocuk Cenneti, Çocuk Kulübü, Çocuk Menüsü ve animasyonları nedeniyle tercih ettiğimiz bu tatil köyünde, kızım bu kez de 'Ben istediğim zaman buradan giderim' diye ağlamaktan kendini alamadı örneğin... Artık, tatil nedir, okul nedir, gibi kavramlara aklı iyice erdiğinden, 'Okullar artık kapansın, ben tatilde kalmak istiyorum' tripleri, geçirdiğimiz bu 3 günlük tatile damgasını vurdu Her şeyi o kadar heyecanla, farkındalıkla yaşadı ki, ne denize, ne doğaya doyamadı tabii... Ve ben, 'İstanbul'da çocukları böylesine mutlu eden, bir yaz okulu var mıdır acaba?' diye düşünmekten kendimi alamadım. Ve ülkemizin, bizlere sunduğu imkanlar açısından bir cennet olduğunu bir kez daha anladım. Bu arada, Duru'nun babasıyla Çocuk Cenneti'nde eğlendiği saatlerde ben de kendime ilk kez bir tatilde zaman ayırıp, buradaki Thalasso Center'da masaj yaptırmayı ihmal etmedim Aslında bu tür zamanları doğum yaptığımız andan itibaren kendimize yaratmaya çalışmalıyız, ama biz Türk anneleri için zararın neresinden dönsek kardır, öyle değil mi?.. |
| BEBEĞİNİZ NEDEN AĞLAR?
Özellikle ilk bir yıl, ağlamak, bebekler için iletişim kurmanın ve ihtiyaçlarını anlatmanın yegane yoludur. Bebeğinizin neden ağladığını bilirseniz, hem onu hem de kendinizi sakinleştirmeniz daha kolay olur.
Özellikle ilk üç ay bebekler ağlarlar ve ağlama şiddetleri ağlama nedenleriyle doğru orantılı olmayabilir. Yani ağlamaktan kızarıp moraran bebeğiniz belki sadece altının değişmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyordur. Fakat onu tanıma aşamasında, o her ağladığında, siz; 'Acaba ne derdi var, yoksa hasta mı, yanlış bir şey mi yaptım?' sorularıyla kendinizi üzebilirsiniz. Oysa annelik adım adım öğrenilen zorlu bir süreç. Ve bebeğinize ağlar ağlamaz, sükunetle yaklaşmanız bile çoğu zaman yeterli gelebilir.
YENİ DOĞAN BEBEKLER
Beslenme: İlk zamanlar ağlamanın ilk nedeni açlıktır. Bu nedenle meme ya da biberonla beslemeniz onu yatıştıracaktır. Zaten, kısa sürede siz de bu açlık ağlamasını tanıyacak, ne zaman bebeğinizi beslemeniz gerektiğini öğreneceksiniz. Bebeğinizin karnını doyurmak konusunda zaman kısıtlamasına gitmeyin, muhtemelen gece-gündüz ikide bir onu emzirmeniz gerekecek.
Kucaklama: Çoğu zaman sadece kucağınıza almak bile bebeğinizi yatıştırır. Çünkü onun, sütünüz kadar, sevgi dolu tensel temasınıza da ihtiyacı vardır. Ailenizdeki büyüklerin; 'Bebeğini fazla kucağına alma, alışmasın' uyarılarına kulak asmayın. Özellikle ilk 3 ay teninizin sıcaklığını ve kokusunu ondan esirgemeyin. Eğer, bebeğinizi sütünüzle besliyorsanız, yarım saatte bir sizi emmek isteyeceğinden, kucaklanma arzusunu da tatmin etmiş olur. Ayrıca, günde 2 saatten fazla kanguru kullanın, zira, böylece daha az ağladıkları araştırmalarla kanıtlanmış.
Gazını çıkarma: Düzenli olarak, günün belli saatlerinde, yoğun ve yatıştırılamayan ağlama nöbetleri söz konusuysa, muhtemelen bebeğinizin kolik şikayeti vardır. Gaz sancıları genellikle öğleden sonra ya da akşamları ortaya çıkar. 3 haftalıkken başlayıp 12 ila14. haftaya kadar sürebilir. Kolik sancılarına neyin sebep olduğu ve kesin tedavisi bilinmemektedir. Ağlama krizleri 3 saate kadar uzayabilir. Fakat bu durum bebeğinize zarar vermez. Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, başka hastalıkların kolik sanılarak bebeğin ağlamalarının önemsenmemesidir. Bebeğinizin ağlama nedeninin kolik olduğundan eminseniz, bu durumun geçeceğine de emin olmalısınız. Bu süreçte yapabileceğiniz; onu kucağınıza alarak gazını çıkarmaya çalışmak, hareket etmesini sağlamak, sık sık emzirmek ve göbeğini okşamaktır. Sakın, ilaç vermeye kalkmayın, çünkü kolik ilaçla geçmez!
Giysilerini değiştirirken: Bebeğiniz, giysilerinin çıkarılmasına ağlayarak tepki gösterebilir. Bu nedenle giysilerini değiştirirken, mümkün olduğunca çabuk hareket edin ve bebeğinizle konuşmayı deneyin. Ayrıca çıplakken, üzerine hafif bir örtü örterseniz sakinleştiğini göreceksiniz. Sarıp sarmalanmak, anne karnından gelen bir alışkanlıkla bebekleri çok mutlu eder.
Bulunduğu ortamın ısısı: Bebeğinizin bulunduğu oda, ne sıcak, ne de soğuk olmamalıdır. İdeal sıcaklık 21-22 derecedir. Bebeğinizin ensesine elinizi koyduğunuzda sıcaklık ve nem hissediyorsanız, giysilerinin bir bölümünü çıkartıp onu rahatlatın. Uyurken onu fazla örtmeyin ve kat kat giydirmeyin. Bebeğinizin vücut ısısını karnına dokunarak da anlayabilirsiniz.
Pişikler: Bebebğinizin pişiği varsa bezini çıkarıp altını özenle temizleyin. Altı kirliyse ve pişiği de varsa krize girmiş gibi ağlayacaktır. Islak temizlik mendilleri yerine ılık suyla temizleyi tercih edin. Pişiği olan bebeğinizi bir havlunun üzerine yatırarak günün büyük bölümünü bezsiz geçirmesini sağlayın. Pişiğin oluşmasını önleyen koruyucu bir krem ve pişik kremi kulllanmanız sorunun tekrarlamasını önleyecektir.
Hoşlanmadıkları: Bebeğiniz yüksek seslerden, parlak ışıklardan, ani ve hızlı hareketlerden de hoşlanmaz. Ve ağlayarak tepki gösterir. Hatta, bazı bebekler banyo yapmayı da sevmezler. Bebeğin ağlamasının bir nedeni de siz olabilirsiniz. Ruh haliniz ona yansıyacaktır. Ayrıca, bebeğin sıkıştırılarak sevilmesi de onu ağlatır. Kucaktan kacağa dolaştırmak, aç değiken beslemeye çalışmak, o ağlarken ilgisini dağıtmak yerine ona bağırmak daha çok ağlamasına neden olur.
Hastalık: Ağlamasının nedeni hastalanması da olabilir. Hastalandığında, diğer şikayetlerinden farklı biçimde ağlar. Bebeğiniz her zamankinden farklı belirtiler gösteriyorsa, gerçekten endişelenmenin vaktidir; hemen doktorunuza danışın. Örneğin; burnu tıkanmış bir bebek bile rahat nefes alamadığı için beslenemez, parmağını ememez ve rahatlayamaz. Kulağı ağrıdığında, ağrıyan kulağını tutarak, yüksek sesle ağlar. Ateş ve kusma olduğunda ise ağlamanın yanı sıra genel bir dalgınlık hali görülebilir. Ayrıca kakasını yaparken zorlanıyor ve katı kaka yapıyorsa kabız demektir. |
|
3 İLA 6. AYDAN SONRAKİ BEBEKLER Üç aylık ve üzerindeki bebekler, çevresinde neler olup bittiğini anlamaya başlar; bunlara ilgi ve tepki gösterir. Bu aylardan itibaren artık bebeğinizin neden ağladığını tahmin etmeniz kolaylaşır. 3 ila 6. ayın üzerindeki bebeklerde ek olarak şu ağlama nedenlerini de sayabiliriz.
Diş çıkarma: Diş çıkarma aşamasında bebeğinize dişlerini kaşıyabileceği sert ve soğuk materyaller verin. Bebekler için üretilmiş ağrı ve kaşıntıyı azaltan jellerden de sürebilirsiniz.
Endişe: Altıncı aydan sonra, bebeğiniz artık size iyice bağlanmış ve bunun bilincine varmış olur. Dünyayı araştırmak ve öğrenmek ister, fakat sizi göz önünden kaybettiğinde derhal ağlamaya başlar. Bu konuda sabırlı davranıp, bebeğinizin gereksiz yere paniğe kapılıp, endişelenmesine engel olmalısınız.
Acı ve hayal kırıklığı: Önce emeklemeyi, ardından da yürümeyi öğrenen bebeğiniz, sık sık düşecektir. Canı yanan bebeğiniz, acı duygusuyla böylece sıkça karşılaşır. Bu gibi durumlarda genellikle canı yandığı için değil, olayın şokuyla ve hayal kırıklığı yaşadığı için ağlar. Ona sevgiyle sarılır ve bir oyuncakla dikkatini dağıtırsanız susar.
Öfke: Bir şeyi beceremediğinde ya da istediği olmadığında öfkelenir ve ağlar. Bu durumda kendisini güvende hissedebileceği şartları yaratın ve deneyerek, oyunla öğrenmesine yardımcı olun. | ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE Sevginize, sütünüze ve ilginize ihtiyacı var Bebekler özellikle ilk 3 ay annelerinin göğsünde olmayı çok arzu ediyorlar. Annenin bebeğini kucağına alarak, emzirmesi, sarıp sarmalaması, güven duygularının gelişmesi açısından da çok önemli. O yüzden, 'Emzir, altını değiştir, yatağına yatır, ağlarsa ağlasın' diyenlere pek kulak asmayın. Zaten, araştırmalar da ilk zamanlar göğüste taşınan bebeklerin daha az ağladığını kanıtlıyor. Bu arada, yine ilk zamanlardan başlayarak bebek anneyi aynaladığından; siz mutluysanız, güven içindeyseniz, stressizseniz, bebek de öyle oluyor. İşte, tam da bu nokta da babalara ve yakın çevreye çok iş düşüyor. İlk aylarda bebeğin ihtiyaçlarını karşılamayı anneye bırakmayı, annenin ihtiyaçları için de ona memnuniyetle destek veren bir eş, yakın çevre ve toplum olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Bakın, o zaman bebekler hiç ağlıyor mu?! |
|