Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

AŞK; ARZU EDİLEN BİR FELAKET!

AŞK; ARZU EDİLEN BİR FELAKET!

“Aşk mı, sevgi mi, alışkanlık mı; beni ne kadar seviyorsun; üç yıl mı sürer; evlilik aşkı öldürür mü; tek celsede mi biter?” vb. sorular uzar gider, yeter ki konu aşk olsun... Peki aşk konusunda cevaplar yok mu? Nasıl oluyor da o adamı/o kadını görünce kalbimiz kuş gibi çarpıyor? Ya da yıllar geçtikçe neden çarpmıyor? İşte, bu yazıda aşkın nörolojik temelleri konusunda bazı cevapları bulacaksınız, ille de cevap istiyorsanız...


Bilinen en coşkulu ve yoğun yaşanan duyguların başında gelen aşkın nörolojik temelleri, sevgi ve arzunun yoğunluğu ölçüldü. Londra Üniversitesi Nörobiyoloji profesörlerinden Semir Zeki’nin, fonksiyonel MRI kullanarak yaptığı araştırmada, 17 kişiye önce sevdiği kişinin, ardından da arkadaşlarının fotoğrafları gösterilerek, serebral kan akışları izlendi. Araştırmaya göre insana müthiş mutluluk ve haz veren aşkın, muhakeme yeteneğinin kaybına ve saplantılı kişilik bozukluğuna yol açtığı ortaya çıktı.

SALGILAR KALP ÇARPINTISI YAPIYOR
Beyinde güven, inanç, haz duyma ve ödüllendirme fonksiyonlarını etkinleştiren aşk, oksitosin ve vazopressin maddelerini fazla salgılayarak, karşıdaki kişiye olan bağlılığı artırıyor. Tek eşlilerde daha çok oksitoksin salgılanıyor. Aşıkken artan depomin motivasyon artışına, mutluluk, heyecan, uykusuzluk, kalp çarpıntısı ve nefes darlığına neden oluyor. Yine artan norepinefrin salgılanımı da heyecan ve enerji düzeyini artırırken, uyku ve iştahı kaçırıyor.

MUHAKEME DEVRE DIŞI
Aşk, insan beyninde muhakeme ve yargılama yapan bölümleri de etkisiz hale getiriyor. Aşık olan kişiler, sevdiklerine karşı muhakeme yeteneğini kaybediyor. “Aşıkken tamamen kör oluyor” ve aşık olunan kişinin olumsuzlukları beynin bu bölgelerinin çalışmaması nedeniyle görülemiyor. Beynin ‘zihin teorisi’ olarak adlandırılan ve başkalarıyla farklılıklarını ortaya koyan mekanizması da aşık olunca devreden çıkıyor. Bu nedenle kişiler aşık olduklarıyla aralarında bir ayırım yapmıyor ve onu kendisi gibi görüyor.

AŞIKKEN STRES AZALIYOR
Aşk, beyindeki kimyasallardan serotonin seviyesini, saplantılı (obsesif kompülsif bozukluğu) kişilerinkiyle aynı düzeye getiriyor. Kişiye huzur ve güven veren aşk, diğer yandan ayakları yerden kesiyor. Beyindeki ‘medial insula’ bölümü aşkla aktive oluyor. Agresif davranışlarla ilgili bu bölüm aşık kişilerde çalışıyor ve anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye yarıyor. Aşk, duygulanım, dikkat, motivasyon ve hafıza ile ilgili beyin alanlarını aktif hale getiriyor. Bu yapıların aktifleşmesi, stresin azalmasına neden oluyor.

KADINLARIN AŞKI DAHA DAYANIKLI
Aşkın kitabını yazmasa da araştırmasını yapan Prof. Dr. Semir Zeki, “Aşk bir hastalık ama tedavi etmeye gerek yok. Hayatınız boyu devam etmesini istediğiniz bir hastalık. Arzu edilen bir felaket” diyor. Kadınların, aşkta erkeklere göre daha itinalı ve çok daha verici olduğunu belirten Zeki, erkeklerin ‘karşılıksız alma ve sürekli tüketme’ derdinde olduğunu belirtiyor. Kadınların psikolojik açıdan erkeklere oranla çok güçlü olduğunu ifade eden Zeki, kadınların aşkının daha uzun sürdüğünü, ancak vazgeçtikten sonra da daha kolay unuttuklarını da ifade ediyor.

CİNSELLİK & İLİŞKİ BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.