Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

VAR YOK BABA DEVRİNE SON!

VAR YOK BABA DEVRİNE SON!

Babalar Günü; babaların çocuklarının hayatında yeri doldurulamaz öneme sahip olduğunu, var yok babalığın ise bir çocuğu babasını ölüm sonucu kaybetmesinden çok daha derin yaraladığını hatırlatmak için bir vesile de olabilir pekala…


Babalarının yaşamlarında gerçek anlamda var olmadığı, ya da fiziki anlamda var olup, duygusal anlamda erişilemez olduğu halleri yaşayan çocuklar “baba kaybı”nı genellikle hayatları boyu tüm benliklerinde hissederler. Gerçek babalarıyla fiili ya da duygusal bir ilişki olmaksızın büyüyen çocuklar babalarının yokluğuyla sarsıntıya uğramışlardır. Babanın ölüm sonucu kaybı, çocuklar için apaçık bir travma olmakla birlikte, babalarını bilmemekten, yetersiz bir babaya sahip olmaktan ya da onunla gündelik ilişkiyi kaybetmiş olmaktan da baba kaybını yaşayabilirler. Ne çelişkidir ki, çocuklarda baba kaybının yarattığı travma, babasının hiç olmamasından daha şiddetlidir ve onun yokluğu var olup da sevgisiz oluşundan daha zararlıdır.

Hem erkekler hem de kadınlar, bilmeden, erken çocukluk deneyiminden gelen bu duygusal yükü yetişkinliklerine taşırlar. Yaşamları boyunca baba kaybının etkileri, bağlanma korkusu, profesyonel ya da akademik başarısızlık, çeşitli bağımlılıklar, genel keyifsizlik ve melankoli gibi, görünürde ilgisi olmayan konularda sıklıkla kendini gösterir.

BABA DA ANNE KADAR ÖNEMLİ!
Babaların çocukların yaşamında anneler kadar önemli olduğu kavramı bir an anlaşılmaz gözükebilir. Ve çocukların babalarıyla olan bağlantıları, hayatta en az değerlendirilen, en az anlaşılan ilişkidir. Son 30 yıl içinde psikolojide ve giderek kültür genelinde, annelerin çocuklar için babalardan daha önemli olduğu kabul edilmiştir. Oysa, bu inanç çifte yanlış anlamaya yol açar. Biri; beşyüz yıllık “şizofren yapan anne” kavramıyla, çocukların yaşamında herhangi bir şey yanlış gittiğinde annenin suçlanmasıdır. Diğeri ise, babaların hükmü olmadığı ve vazgeçilebilir olduklarıdır. Bu inanışların hiç biri ne çocuklara, ne de ailelere yarar. Ve hiçbiri de doğru değildir.

Çocukların giderek karmaşıklaşan bir dünyada başarıyla yollarını bulmaları için her iki ebeveynle de güçlü ve dengeli bağlara ihtiyaçları vardır. Babalar ve anneler birbirlerinin aynısı ya da birbirleriyle değiştirilebilir parçalar değillerdir. Karşılıklı rolleri sayesinde her biri, çocuğa onun zihinsel, psikolojik ve sosyal gelişimine katkıda bulunacak benzersiz unsurlar sunar. Her ikisi de, birlikte ve ayrı ayrı, çocukların kendileri için olumlu bir imaj oluşturmaları ve topluma yapıcı bir biçimde nasıl katılabileceklerini anlamalarına yardım etmeleri için gereken yaşamsal malzemeleri sağlarlar. Üstelik, psikolojik ve sosyolojik araştırmaların büyük bir bölümü, babanın yokluğunu, çocuğa babalık yapan başka hiç kimsenin dolduramayacağını belirtir. Bir çocuk için ebeveynler, birlikte ve ayrı ayrı olarak güvenceyi temsil ederler.

GÜVEN VERMEYEN DUYGULAR…
Babaları ilgisiz olan, babaları tarafından terk edilen ya da reddedilen çocuklar; “kusurlu, sevilemeyen olmak, yeterince iyi olmamak duygularını öğrenirler. Bir yetişkin, tercihen de baba, öyle olmadığına onları ikna etmeyi başaramadıkça, genellikle bu sonuçlar zihinlerinin derinliklerinde yerleşik kalır. Bu, özellikle evde yaşayan, rahatsız edici davranışlarda bulunan, bağımlı ya da geleneksel babalar için de geçerlidir. Nitekim, olmayan ya da var yok bir babanın, çocuklarını nasıl doyumsuz bir açlıkla bıraktığını ve böylelikle önemini birçok yönden garip bir şekilde arttırdığını görmek zor değildir.

Bir baba kendi isteğiyle ortadan kaybolduğunda çocuğun bütün kişilik gelişimi etkilenir. Çocukların kim olduklarını öğrenmelerinin en iyi yolu nereden geldiklerini bilmektir. Bu bilgi, ne olacaklarını keşfetmek için dünyaya açılmak üzere bir paltform ve atlama tahtası oluşturabilir. Aksi halde, kökenlerine ilişkin ilk elden bilgi sahibi değillerse, o bilgi ne kadar moral bozucu olursa olsun, kim oldukları ve varoluşlarının değeri konusunda derin bir karmaşa yaşamaları muhtemeldir.

UZMANLAR AYNI FİKİRDE!
İyi ya da kötü, çocukların sevgi dolu ve üretken insanlar olmak için, ihtiyaç duydukları ve kullandıkları malzemenin aslan payını ebeveynler sağlar. Bu, başkalarının kendi bazı koşullarını insanlara aşılamayacakları anlamına gelmez. Birçoğu, kendi psikolojik yaşamlarının yardım eli uzatan bir aile büyüğü, komşu, öğretmen, daha büyük kardeş hatta eş tarafından kurtarıldığını teyit eder. Fakat, o zaman bile, baba uzak durduğunda, ilgisiz ya da ulaşılmaz olduğunda, bir parçaları muhtemelen ilgi gösterilmeye değer bulunmadıkları kanısına varacaktır. Bu parça genellikle, aksini gösteren yeterli veri olsa da, gerçekten sevilmekten umudunu kaybetmiştir. Önceki deneyimlerinin ruhunda açtığı izler derin oldukları için hiçbir zaman tamamıyla yok olmazlar. Ancak, kişi bilgilendikçe ve duygusal yeterlilik kazandıkça daha iyi idare edilebilirler.

Sonuç olarak; anne-baba yokluğunun çocukların yaşamı üzerinde derin ve zararlı etkileri olduğu gerçeğine ilişkin, çocuk gelişim uzmanları arasındaki fikir ayrılığı azdır. Terk etme durumunun ve ardından gelen yokluk fark edildiğinde ortaya çıkan travmanın, bir çocuğun duygusal ve sosyal gelişimini raydan çıkarma kapasitesi, hatta eğilimi vardır.

Kaynak: Baba Özlemi/Dr. Beth M. Erickson/Dharma

VE BABALAR BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.