ÜYE OL | ŞİFREMİ UNUTTUM

Akrep burcunda gerçekleşecek bir dolunaya doğru ilerliyoruz! Sahip olduklarımızı, olmayı arzuladıklarımızı, neleri kaybetmeyi göze alabileceğimizi ve bunun bizi nereye taşıyabileceğini, nereden nereye geldiğimizi sorguluyoruz.

Akrep, "ölüm" demektir. Buradaki ölümden kasıt, yeni bir bilincin doğumudur. Parçaların bütüne dağılarak yeni kaynaklarla buluşması ve bunun yeni bir ben yaratması, var olanın genişleyerek yeni bir titreşimde yoğunlaşması... Bu içsel bir deneyimdir.

Her şeye sahip olabilirsin; bununla birlikte her şeyi kaybetmeyi göze almadığın müddetçe daha fazlasına ulaşabilecek değilsin... Söz konusu "akrep", elementimiz su, vaat edilen soyut bir boyut... Bir Kızılderili şöyle der: "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."

Sahip olmaya çalıştıklarımız, neleri göz ardı etmemize sebep oldu? Neyin hırsıyla neleri es geçtik? Neleri erteledik ve bu erteleyişler hangi seslenişlerle bize kendini duyurmaya çalıştı? Bugün ne daha farklı olabilirdi? İhtiyaç duyduğumuz neydi? Gerçek güç neydi ve biz ona ne kadar yakındık?

Her şeyin üstesinden gelinirdi. Hayat her zaman keyifli sürprizlere gebe olmayabilirdi; bununla birlikte ilk bakışta görünenin ötesine geçtiğimizde, var olan, var olanın etkileşimleri ve bunun neleri açığa çıkardığı, daha farklı bir ifade kazanabilirdi. Lao Tzu’nun şu sözleri tam da bu dönemin ruhunu taşıyor:

Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olanları verir. Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır.

Ayın sonunda bizi bekleyen ikizler yeniayı, içinden geçtiğimiz fırtına sonrasında doğan güneş gibi bizi yeni kararlara ve bu kararlara vesile olacak buluşmalara taşıyor olacak. Bir kelebeğin kanatlarında saklıdır hayat! Onu bulmak ve "kıldan ince, kılıçtan keskin" köprüden geçerek "cennet"e ulaşmak... Bunu sağlayabilecek tek şey "sevgi"dir. Sevgi "kaynak" ile "sonsuzluk" arasında bir yerdedir. Var olmak, ancak burada mümkün olabilir. Şems’in şu sözleriyle yazımızın bu kısmını noktalayarak ay gündemimizdeki başlıklara göz atalım:

"Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım altüst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını?"

Merkür (İletişim ve Bilgi Aksı)
Merkür Retrosu Bitiyor (2 Mayıs)
10 Nisan’dan bu yana "iletişim kurduğumuz parçalar"la bağlantılı bir içe dönüş sürecine girmiştik. Dışarıda bulmaya alıştıklarımız, ancak içeride bulunabilir bir hal almıştı. Boğa ruhuyla başlamıştı bu hikaye! Almak- vermek, sahip olmak, keyif almak, sevmek, bağ kurmak, huzur, dinginlik kavramları üzerinden yürüyordu sorgulayışımız! 15 Nisan itibariyle Venüs ileri harekete geçene kadar sağlı sollu sallandık! Teslim olmamız, var eden özle ilişki kurmamız isteniyordu bizden... 19 Nisan’a kadar varlığını korudu bu durum! Ardından daha yakıcı bir duygu içinde bulduk kendimizi! Bir şeyler yapmalıydık, bir şeyler söylemeliydik, meydan okumalıydık gerekirse, dur demeliydik, bu böyle olmazdı! Gerilim yükseldi! Takip eden gün Mars’ın ikizler burcuna geçmesiyle aklımız kılıcımız oldu ve biz savaşa hazırdık! "sabırsız" olmamamız isteniyordu bizden! Önce durup dinlemeliydik! Zafere giden yol aklın yoluydu. Akıl, soğukkanlılık ve sağduyudan bağımsız düşünülemezdi ve geldik 2 Mayıs’a! Merkür durağan görünümde! Şimdi şimdi çok daha anlaşılır olmaya başladı çok şey... 4 Mayıs ileri harekete geçiyor. 10 Nisan’dan bu yana aldığımız notları şimdi hayata geçirme zamanı! Listeniz hazır mı?

Merkür- Satürn Üçgeni (11 Mayıs)
Akıl, sistem demektir. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Su, özden gelir. Özle kurduğumuz bağ, onu koruyabildiğimiz müddetçe bize ihtiyacımız olanı sağlamaya devam edecektir. Dünya, onun ritmini duyarak dansı devam ettirmemizi ister bizden! Yoksa zaman bizi onun bize katacağı gücün dışına sürükler.

Merkür Boğaya Geçiyor (16 Mayıs)
Almak- vermek, sahip olmak, keyif almak, sevmek, bağ kurmak, huzur, dinginlik... Son bir- bir buçuk aya dönüp baktığımızda, artık bu kavramlara ve onların yaşamımızdaki anlamına dair daha çok şey biliyoruz. Şimdi sadece bunun farkında olarak seçimler yapmamız gerekiyor. Beslenmeden, besleyemezsiniz.

Merkür- Neptün Dostluğu (28 Mayıs)
Şimdi vizyonunuzu geniş tutun! Ruh sizi nereye çağırıyor? Her gün duyduğunuzdan daha fazlasını duyun! Ne parmaklarınızın arasından kayıp gidiyor ve siz buna engel olamıyorsunuz? İzin verin, her şey yolunda... Su boğazınıza kadar yükselmiş olabilir. Ya kendinizi bırakacaksınız ya da yüzerek kıyıya ulaşacaksınız. Her ikisinin size başka başka armağanları var. Siz hangisini yapmak istediğinizden emin olun yeter... Evren size gerekli desteği sağlayacaktır.

"Bir şeyi gerçekten istediğin zaman, arzunu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar." Simyacı/ Paulo Coelho

Merkür- Pluto Uyumu (31 Mayıs)
Bir şeyler ancak sen değiştiğinde değişir. Değişime direndiğin müddetçe, değiştirmeye çalıştığın her şey de sana direnecektir.

Güneş (Kişisel Güç)
Güneş- Neptün Dostluğu (04 Mayıs)
Büyük resme odaklanmamız gerekiyor. Hayalgücümüzün sınırlarını zorlayalım. Tanrının çağrısına kulak verme zamanı! Kendimizi mi arıyoruz? Kendimize "Ben kimim?" sorusunu sorarken mi buluyoruz kendimizi? Harika! Her şey yolunda! Yaşam şimdi sana başka seçeneklerin de varlığını hatırlatıyor. Belki hep ertelediğin o şey için bir zaman yaratmanın tam da vaktidir şimdi!

Güneş- Pluto Uyumu (9 Mayıs)
Bir şeyler değişmeli! Hem de geri dönüşü olmayacak şekilde... Girmemelisin bir daha bu sokağa! Anlamalısın, alacağını almalısın ve artık burada olan her neyse onunla vedalaşmalısın; çünkü her seferinde en başa dönmek yorucudur ve enerjini harcayacağın çok daha önemli işler var. Hayat senden bunu anlamanı bekler. Açılmayan bir kapıyı çalmaya devam ediyor olmak, umudun karanlık yönüdür. Onu aş, yüreğini uyandır ve ona kulak ver.

Güneş İkizlere Geçiyor (20 Mayıs)
Etrafta ne var ne yok anlamak adına esaslı bir keşif turuna çıkıyoruz. Son bir aydır toprağı kazdık, tohumu ektik. Şimdi kalan işlere akıl yormamız gerekiyor. Koçta eylem halindeydik, boğada ayaklarımızı yere sağlam basabilme derdindeydik, şimdi ufkumuzu genişletmeye ihtiyaç duyuyoruz. Entelektüel büyüme zamanı! İletişim sanatı üzerine yoğunlaşıyoruz. Bu sanatın bize hatırı sayılır katkıları olacak. Özel mesajlar var! "ışık"(Güneş) Tanrılar Habercisi Hermes’in evinde! İçinde kendinizi bulduğunuz hiçbir hikaye tesadüfen oluşmuş değildir. Yeter ki oradan alacağınızın ne olduğunu bilin.

Akrep Dolunayı (Mars- Neptün Gerilimi/ Merkür- Satürn Üçgeni) (11 Mayıs/ 00:42)
Plütonik bir dolunaya hoşgeldiniz! "Ya kıyametler kopacak ya da dünya duracak!" der şarkının sözleri! "kıyamet" dediğimiz "kıyam etmek" yani "ayağa kalkmak" demektir. Bunun sembolizmdeki karşılığı "uyanmak, dirilmek"tir. Dünyanın durması, zamanın durmasıdır; çünkü sembolizmde dünyayı "satürn" anlatır ve "satürn" Yunan mitolojisinde "Kronos" olarak karşımıza çıkar. Kronos "zaman" demektir. Zaman, dünyanın büyüsüdür. O büyünün dışına çıktığımızda, hakikat görülür. İşte geçiş burada gerçekleşir.

Dolunay esnasında oğlak yükseliyor. Pluto on ikinci evden tepesinde bulunuyor. Ölümün soğuk nefesi... Ayağımızın altından çekilen halı! Tam öldük derken fark ediyoruz ki her şey daha yeni başlamıştı. Ay onuncu evden vurgu yapıyor. Oğlağın doğal evi! Sorumluluk, disiplin ve istikrar... İşte bizi sınayan kavramlar... Zamanı kullanma sanatı... "Bir büyücü asla geç kalmaz, Frodo Baggins. Erken de gelmez. Tam gerektiği vakitte gelir." Güneş dördüncü evin karanlık sularına yerleşmiş. Kökler, atalar, bilinçaltı, vatan temalarıyla gündeme geliyor. Gem vurulmaz duyguların bizi sürüklediği kuytular... Rodeo zamanı!

Düzenleyici Mars beşinci evde bizi kendimizi ifade etmeye çağırıyor. Aklını kullanan kazanır. Laf salatası yapmayı bırakın da neler oluyor önce bir onu anlamaya çalışın! Neptün devrede, sizi saçma sapan mücadelelerin içine sürükleyip orada öylece bırakabilir. Silkelenin ve kendinize gelin! Merkür, Uranüs ile güçlü bir kavuşum yapıyor, aklını ve kalbini birlikte kullanan kazanır. Farklı konular beklentilerin ötesinde gündemlerle karşınıza gelebilir. Fırsatları yakalayın!

Merkür’ün, Satürn ve ay düğümüyle oluşmuş bir ateş üçgeni mevcut! Satürn’ü özellikle haritalarında retro olanlar için çok değerli bu durum! Kadersel buluşmalardan söz etmek mümkün! Yeter ki bir anda dünyanızın altını üstüne getirmeye kalkmayın! Olmakta olanın size araladığı kapıların ışığında yol alın. Olan, oldurulmaya çalışılmakta ısrarcı olunandan değerlidir. Evlilik ve ortaklık konularını kapsayan uzun vadeli açılımlardan söz edebiliriz. Kariyer döngülerinde de bu dolunayın epey belirleyici etkileri olacaktır.

Mars (Savaş ve Mücadele)
Mars- Neptün Gerilimi (11 Mayıs)
Ne ile savaştığınızın farkında olmanız ne kadar iyi savaştığınızdan daha önemlidir.

Mars- Jüpiter Uyumu (12 Mayıs)
İnanç, bir savaşçının kılıcıdır. O kılıcın keskin ve güçlü olmasını sağlayacak tek şey akıldır. Akıl, adalet ve sağduyu ile hak ettiği zaferi alır.

Mars- Uranüs Dostluğu (31 Mayıs)
Rakibini yenmenin tek yolu onu şaşırtmaktır. Kazanmak isteyen, her türlü olasılığa ve bu olasılıkların sunacağı fırsatlara açık olmalıdır.

Venüs(Sevgi ve Ruh)
Venüs- Jüpiter Gerilimi (19 Mayıs)
Sevgi, küçük zamanlara sığabilecek bir gerçeklik değildir. O geniş zamanların diliyle konuşur. Hatta zamanın ötesindedir onun sesi! Tıpkı ruh gibi! Onun bugünle işi yoktur; bununla birlikte her şeyin de bugün ve bugünden ibaret olduğunu bilir. İşte tam da burada zamanın kısıtlayıcı duvarlarının ötesine geçilebilir. Bugün bir şey yapmak içindir. Bu tüm zamanı harekete geçirir. Bir şey yap, yapmış olmak için değil, bunun tüm zamanla bağlantısını bilerek yap. İşte beklenen budur. Sevgi, adalet gerektirir. Akıl ve kalp saflaştıkça birbirine yakınlaşabilir.

Venüs- Pluto Çatışması (25 Mayıs)
Sevgi "sorumluluk" demektir. Sorumluluk "uyanık olmak" demektir. Uyanık olmak "bilinçli" olmaktır. Venüs, sevmediği Satürn (Pluto oğlak) vurgusuyla çatışıyor. Pluto burada her zamankinden çok daha soğuk ve acımasız duruyor. Aslında o bizim karanlığımızdan (korkular) geçip aydınlığımıza (huzur ve güven) yaklaşmamızı istiyor. "İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişinin karı." Zamana yenilmeyen şey gerçektir. O canlı ve diridir. Bir şey ölmüştür onda ve daha yüksek bir varlık dünyaya gelmiştir. İşte sevginin bizi vardırmaya çalıştığı yer tam da burası! Ne kadar yakınız, ne kadar uzak?

İkizler Yeni Ayı (Venüs- Pluto Çatışması) (25 Mayıs/ 22:44)
Ay- Güneş kavuşumu (yeni ay) 5. evde gerçekleşiyor ve bizden kendimizi ifade etmemiz isteniyor. Nasıl? Kalbimizden döküldüğü gibi... Tüm duygularımızla... Tüm içtenliğimizle... Bunun bizi dönüştüreceğini bilerek. Bu bizim sorumluluğumuz. Dolunaydaki ateş üçgeni burada da vurgusunu koruyor. Satürn sevdiği 12. evde (teslimiyet), Uranüs 3. evin sonuna yerleşmiş (yakın çevre), ay düğümü 8. evde (dönüşüm)! "abdal" dediğimiz kalbinin saflığıyla yol alan habercilerle buluşmamız mümkün! Uzakların yakın, yakınların uzak olabileceğinden bahsedebiliriz. Sadece şunu bilin, bu sadece evrenin bize bir sorusu, akışı ona vereceğimiz cevap belirler. Özde yakın olan daim daha yakınlaşır uzaklaştıkça, özde uzak olan duyuramaz sesini ve gittikçe yükseltir, ne kadar yakınsa da. İşte olan bunun daha iyi anlaşılabilmesi ve gereken neyse onun için bir adım atılabilmesi adına.

Satürn’ün karşısına dikilmiş Mars, sanki dolunay vurgusunu hatırlatma arzusundaymışçasına... Savaşının ve bunun anlamının, onun nasıl da onu günden güne artırdığının, ona neler kattığının, bunun onu ve yolu için anlamının farkında olmayan, en önemlisi büyüdükçe küçülmeyi, küçüldükçe büyümeyi başaramayan eksiktir. İşte bu çok iyi anlaşılmalı! Dinlemeden konuşmak, sadece ses çıkarmak olur, sesi olmak değil yüreğimizin...

Sizi seviyorum,

Hüseyin Akdağ

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.