Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

(MART 2011)
DEĞİŞİM BİR ADIM ÖTEDE!

DEĞİŞİM BİR ADIM ÖTEDE!

Mart, gezegenlerin burç değiştirmeleri ile içsel olarak bizi bir eşiğin kenarında, heyecanlı ve tetikte tutarken, içimizden dışa yansıyan bu potansiyellerle cesur adımlara açık, beklenmedik gelişmelerle dolu ve aktif geçeceğe benziyor!


İlk olarak, sevgi, ilişki ve değer duygusunu temsil eden Venüs, 2 Mart’ta Kova burcuna geçiş yaparak hayatımızın tonunu oluşturan temalardaki yenilikleri başlatıyor. Dişi prensibi ifade eden Venüs, Kova gibi eril nitelikli ve zihinsel ağırlıklı bir burçta rahat edemez. O nedenle 27 Mart’a kadar Venüs’ün temsil ettiği konulara yaklaşımımızın daha sakin, kıyısından tutar, hatta gözler şekilde tarafsız,  mantıklı ve mesafeli olması beklenebilir. Özgürlük, bağımsızlık, eşitlik, herkesin kendi yolunda kendi ülküsünü izlemesi gibi ilkeler bu enerji değişikliğinin öne çıkan temaları olarak dikkat çekiyor. Bu süreçte arkadaşlık duygusu romantizmin yerini alacağından, yakın ilişkilerde kayıtsızlık, mesafe, soğukluk veya ilgi eksikliği gibi algılayabileceğimiz koşullarla karşılaşabiliriz. Bu dönemi birbirimizi boğmadan,  karşılıklı özgür alanlar tanıyacak ama kopmayacak şekilde, hatta arkadaş ve dostlarla paylaşımlarla geçirmek daha uygun olur. Zaten bu enerji sosyal  gruplarla, arkadaşlarla birlikte yapılan etkinlikleri, düşünce alış verişlerini, ülkemizde ve dünyadaki sosyo-ekonomik ve politik  alanlarda neler olup bittiği ile ilgilenmeyi getiriyor.

HİÇBİR ŞEYİ KİŞİSEL ALGILAMAYIN!
Aynı gün otorite konumundaki kişilerle iletişimde sıkıntılar yaşayabilmemize işaret eden zorlayıcı bir etki altına giriyoruz. Merkür ile geri giden Satürn, dışarıdan pek hissedilmese de, içinde bir gerilim barındıran bir açı içerisindeler. Sözlerimizin ciddiye alınmadığını, dirençle karşılaştığını ya da anlaşılmadığımızı düşünebiliriz. Kendimizi, gerçekte öyle olmasa da, hakarete uğramış gibi hissetmemiz mümkün. Hiçbir şeyi kişisel algılamayalım. Görüşlerinde asla esnemeyen, inatçı kişilerle boşuna bir diyaloga girip enerjimizi düşürmeyelim.

Kuzey ve Güney Ay Düğümleri, önceki yazılarımdan hatırlayacaksınız, ekliptik üzerindeki birer sanal nokta aslında. Ancak, astrolojik ve astronomik olarak önemleri büyük. Kişisel bağlamda karmik ve psikolojik gelişimimiz için geride bırakmak-aşmak (Güney Ay Düğümü)  ve ilerlemek (Kuzey Ay Düğümü) durumunda olduğumuz konulara işaret ederler. Dünyasal bağlamda ise liderler ve halkları arasındaki dinamiklere işaret ederler.

HEDEFLERİMİZ İHTİYAÇLARIMIZLA ÖRTÜŞÜYOR MU?
Kuzey Ay Düğümü’nün 3 Mart’ta Yay’a geçmesiyle birlikte uzun vadeli hedeflerimizin ruhsal ihtiyaçlarımızla örtüşüp örtüşmediğini düşünme zamanı geliyor! Önümüzdeki dar çerçeveden bakıp manzarının bütününü gözden kaçırmamaya çalışmalı, kendi içimizin ne söylediğini duyamayacak kadar gürültülü ve gereksiz konuşmanın yer aldığı sistemlerin dışına çıkmaya, hatta doğada biraz tek başımıza vakit geçirmeye, içimizdeki bilgelikleri keşfetmeye bakmalıyız. Bu dönemde iletişim kurma şeklimizi gözden geçirerek gereken düzeltmeleri yapmamız çok önemli. Ne diyoruz, nasıl anlıyoruz, dinliyor muyuz yoksa dinler gibi yapıp bir sonraki adıma mı kayıyor aklımız? Demagoji, kararsızlık, dedikodu, başkalarının algılarına daha çok güvenmek, sezgisel bilgiyi mantıkla bozmak ve diğerlerinin akıllarından geçeni tahmin etmeye çalışmak kaçınmamız gereken tuzaklar. Söylediklerimiz diğerlerinin bizden duymak istedikleri şeyler mi, yoksa gerçekten bizi yansıtan düşünceler mi? Etkin dinleyelim; önyargılı değil. Sözlerin ardındaki anlamı duymaya çalışalım; sadece söyleneni değil. İçimizdeki görünmeyen rehber bize yardımcı olacaktır. 


Güney Ay Düğümü daha önce deneyimlediğimiz, bitirdiğimiz dersler anlamına gelse de, farkında olmadan, alışkanlıkla veya yeninin getireceklerinden korkarak eski davranış kalıplarına yönelmeye meyilli oluruz. Güney Ay Düğümü İkizler’deyken güvenilirliği kuşkulu kişilerden gelen ve aslında bizi hiç ilgilendirmeyen bilgileri abartılı bir detaycılıkla yansıtan sahte gündemlerle karşılaşmamız olasıdır. Bu bilgi kirliliği düşük frekans yaratıp enerjimizi düşürmekten başka bir işe yaramayacağından kaçınmamız zorunludur.

Ekonomik alanda ise enflasyonun sıkıntı yaratması beklenebilir. Aşırılıklar ile kısıtlamalar arasında dengeyi bulmak, ayağımızı yorganımıza göre uzatmak durumundayız.

BALIK’TA YENİAY!
4 Mart’ta Balık burcunda ciddi bir yığılım oluşacak. Güneş, Ay, Chiron, Merkür, Mars ve Uranüs yaratacakları müthiş enerjiyle sezgiselliğimizi parlatırken, bizi farkındalıklara taşıyacaklar. Aynı gün Balık’ta gerçekleşen Yeniay, bir sis perdesinin kalkıp gerçeklerle yüzyüze geleceğimiz, bir anlamda  “ayacağımız” durumlarla karşılaşmayı getirecek. Bir ay boyunca kendini hissettiren bu enerji ile hayatın akışı içerisinde önümüze çıkan evrensel işaretleri daha iyi fark edecek, onları pratik hayatta yolumuzu yitirmemek, daha rahat ilerleyebilmek için yararımıza kullanabileceğiz. 

9 Mart zihinsel olarak aktif ve biraz da sinirli veya huzursuz olabileceğimiz bir gün. Merkür Koç burcuna girmezden az önce Uranüs ile kavuşum içerisinde olacak. Şimşek gibi ardarda çakan pek çok düşünce aklımızı arı kovanına çevirip, bizi elektrik çarpmışa döndürebileceği gibi, bilmecenin parçalarını biraraya getirecek farkındalıklara ve uyanışlara  da taşıyabilecek. Aklımıza estiği gibi konuşmamak bizi sonradan telafisi zor durumlardan kurtaracaktır. Trafikte de dikkatli seyretmek, hız yapmamaya çalışmak önemli.

 

Merkür 12 Mayıs’a kadar Koç’ta ilerlerken kimi zaman aleyhimize olacak kadar  direkt ve açık konuşmayı, iletişimde sabırsızlığı, dinleme sorunlarını, rekabetçi ve çatışmaya açık ifadeleri ve  öznel düşünmeyi de beraberinde getirecek. 

VAROLUŞUNUZU GERÇEKLEŞTİRMEYE HAZIR MISINIZ?
12 Mart ile önemli bir dönem başlıyor. Özgürlük, özgünlük, bağımsızlık, sıra dışılık ve ani değişimleri temsil eden Uranüs, 02:50’de 7 yıl boyunca yol alacağı Koç burcuna temelli olarak giriş yapacak.

Uranüs ağır ilerleyen bir gezegendir. 84 yılda döngüsünü tamamlar ve her burçta 7 yıl kadar kalır. O nedenle 2010 Mayıs’ında Koç’a ilk girdiğinde çok az ilerlemiş, Ağustos ortasında geri hareketle tekrar Balık’ın son derecelerine dönüş yapmıştı. Ancak bu kadarlık bir süre bile, tahammül sınırlarımızı zorlayan, yolumuza engel veya kısıt olarak çıkan konularla ilgili olarak radikal kararlar alacağımız, iniş çıkışlı bir dönemin bizi beklediğini anlamamıza yetip artmıştı bile!

BİRAZ CESARET!
Haftalık yazılarımda da belirttiğim gibi, kendimizi daha iyi tanıyarak  potansiyellerimizi keşfetmek, bireyliğimize sahip çıkmak ve yepyeni bir şekilde kendimizi ortaya koymak ile ilgili temalar çok belirgin. Özgürlük (Koç), bağımsızlık (Uranüs ), kendine özgülük ve eşitlik konuları vurgulanıyor. Zorlayıcı yönleri ise; başkaldırılar, aşırı dürtüsellik, değişen savaşma yöntemlerimiz, bencillik ve gözü karalık olarak sıralanabilir.

Kendimize, bireyliğimize odaklı olduğumuz bu süreçten en çok etkilenecek olanlar elbette ki yakınlıkları paylaştığımız, birebir ilişkide  olduğumuz karşımızdaki  insanlar. Yani “genel söylemiyle” eşimiz-sevdiğimiz, iş ortağımız ve onlarla ilişkilerimiz üzerinden kendi eksik yönlerimizle yüzleştiğimiz insanlar. Kendimizi yeniden yapılandırıp var ederken, onlarla olan ilişkilerimizdeki dengeleri bozmamaya çalışmamız çok önemli.

Global bağlamda ise, bu süreçte dünyayı küçültüp parmak uçlarımıza taşıyan ve her kesimden insanı biraraya getiren sosyal iletişim ağları önemini koruyacak gibi görünüyor. Bugüne dek düşünülmemiş şeyleri düşünme ve  bilinene farklı bakabilme, insanlığı ileriye taşıyan önemli projeleri başlatacak, bilim ve teknikte çığır için icat ve buluşlar ortaya çıkacaktır.

13 Mart iletişim açısından yoğun ve derin bir gün olacak. Okuduklarımızın, duyduklarımızın üzerimizde dönüştürücü bir etkisi olabilir. Mevcut korku ve kaygılarımız yoğunlaşabilir. Kötü ve yanlı önerilere karşı uyanık olmamız iyi olur. İş anlaşmaları, önemli görüşmeler ve kısa gezileri ertelemekte yarar var. Dik kafalı, eleştirmeye veya eleştirilmeye açık bir durumdayız. Koç‘taki Merkür ile Oğlak’taki Plüto  gerilimli açı içerisindeler. Olası gerilimler sinir ve sindirim sistemimiz ile ilgili sorun çıkarabilirler.

14 Mart’ta bu kez Mars ile Satürn 150’lik açıyla  bizi zorlayacaklar. Meseleleri tüm boyutlarıyla değerlendirebilecek durumda olmadığımız için biraz durup bakmamız, tüm verilere sahip olduktan sonra kararlar almamız gerekiyor.

Aynı gün ilerleyen saatlerde  Kova’daki Venüs geri giden Satürn ile uyumlu açı içerisine girdikten sonra daha sakin, herkesin iyiliğine yönelik, işbirliğine açık kararlar alabileceğiz.

İYİMSERLİK ZAMANI
16 Mart’ta Koç’taki Jüpiter ile Merkür kavuşumu bir durumu pek çok yönüyle görüp değerlendirebilme fırsatını verecek. Yurt dışı, yolculuklar, basın, yayın, medya, yüksek öğrenim ile ilgili konular gündemi meşgul edebilir. İyimserliğimizi arttıran bir enerjiyi içselleştiriyoruz. Ertelediğimiz iş görüşmeleri veya imzalalar varsa bugün bu işler için oldukça elverişli durumda.  Ancak bütünü algılarken ayrıntıları gözden kaçırmamak gerekiyor.

18 Mart’ta Merkür, Satürn ile karşıt açı içerisine girecek. Yanlış anlaşılmaktan ya da eleştirilmekten korkup düşüncelerimizi söylemekten geri durabileceğimiz gibi, herşeyi gereğinden fazla ciddiye de alabiliriz. Aslında kendi düşüncelerimizden kendimiz emin olmadığımız için böyle bir endişe içine girmemiz söz konusu olabilir. Doğru ve sistemli, hedefe yönelik düşünüp bu doğrultuda harekete geçmek bizi başarıya ulaştıracaktır.

BAŞAK BURCUNDA DOLUNAY!
19 Mart’ta 28 derece ile Başak burcunda bir Dolunay gerçekleşecek. Güneş ile Ay arasındaki gerilim, aklımız ile kalbimizin yönelimleri arasında denge kurmanın hiç de kolay olmadığını hatırlatıyor. Dolunay birşeylerin tamamlanması, sonuçlanması anlamına gelse de, hala henüz bitirilememiş işlerimiz olduğunu fark edebiliriz. Hayatımızda hangi işleri, nasıl organize olup sıralar ve  detaylandırırsak daha başarılı olacağımıza kafa yormak gerekli.  


ASTROLOJİK TAKVİM BAŞLIYOR!

21 Mart 01:22’de Güneş’in Koç burcuna girmesi, “İlkbahar Ekinoks”uyla birlikte  yeni astrolojik yılı başlatmış oluyor. Ekinoks sırasında Güneş ile Uranüs’ün yaptığı kavuşum, bu yılın enerjisinin hızlı ve değişken olacağına işaret ediyorlar. Herşey çok hızlı gelişecek; ne çalışmaya, ne de dinlenmeye yeterince vakit bulamayacak durumda olacağız korkarım! Spritüel farkındalığımız ve esinlere açık halimiz de aynı oranda hızla yükselecek. Soluk soluğa kaldığımızı hissettiğimizde kendimizi doğanın kucağına atalım. Biraz açık havada, deniz kenarı veya ağaçlık bir yerde dolaşmaya bakalım. Kuşları seyredelim, bulutları izleyelim, bir çeşit meditasyon yaparak yavaşlayalım ve kendimize “Dur!” komutu verelim. Zihnimiz ve bedenimiz yenilenip dinlenene kadar doğayı dinleyelim.

GÜNEŞ KOÇ BURCUNDA!
Koç burcu insanı bu dünyaya kim olduğunu, ne yapmak istediğini öğrenmek ve isteklerinin peşinden gitmek üzere gelmiştir.

Sahip olduğu özelliklerini sağlıklı bir şekilde kullandığında spontan, direkt, cesur, atılgan, savaşçı, tez canlı, başlatan, yenilikçi bir portre çizer.

Özelliklerini yıkıcı bir şekilde sergilediğinde ise, sabırsız, enerjisi dağınık, düşünmeden hareket eden, isteklerini dayatan, kavgacı ruhlu ve tepkisel görünür.

Koç ateş gruplarından, öncü nitelikli, eril bir burçtur. Yönetici gezegeni Mars, metali demir, rengi ateş kırmızısı ve kızıl, yönetiminde olan gün salı, temsil ettiği rakam 9’dur. *

27 Mart’ta yurdumuzda yaz saati uygulaması başlıyor. Saatlerimizi ayarlamayı unutmayalım!

BİR KURTARICI BEKLEMEK BOŞA…
Aynı gün Venüs, Balık’ın yönetici gezegenlerinden Neptün ile kavuşum yaptıktan sonra 22 Nisan’a dek yol alacağı Balık burcuna giriyor. Bu süreçte sevgi ve ilişkiler, güzellik, estetik, sanat ve yaratıcılık ile ilgili konular gündemde ön sıraları alacaklar. Olumlu ve iyicil duygularla dolu olacağız. Venüs Balık burcunda yücelir ve sevgi alışverişleri en önemli konu olarak dikkat çeker. Bu alanda yaşanabilecek sınır ihlalleri karmaşa yaratıp, beklenti ve isteklerimize uydurulmaya çalışılan hayali, masalsı ögeler bizi gerçeklerden koparıp özlem ve ideallerimizin kandırmacalarla dolu sisli dünyasına savurabilir. Bir süre sonra elimizdeki gerçekliğin özlem ve ideallerimizle ilgisi olmadığını fark ettiğimizde derin bir düş kırıklığına uyanmamız söz konusudur. Kendi kendimizi kandırmaktan, aldanmak veya aldatılmaktan kaçınalım. Bizi kurtaracak ne beyaz atlı bir prens var, ne de biz birilerinin kurtarıcılarıyız. Gereksiz özveriler, etkilenmelere açık, bağımlılıklar geliştirmeye müsait olmak, bizi birbirimizin içinde kaybolmadan var edebilecek gerçek ilişkilerden alıkoyar. Bir süre sonra suçlamalar başlar. Sızlanmaya, söylenmeye ve karşımızdakini bilinçsizce eleştirmeye başlayan biri olup çıkarız.

22 Nisan’a dek para ile ilgili yatırımlara ve bu bağlamda gireceğimiz işbirliklerine de dikkat etmemiz gerekiyor. Yanlış kararlarla yanlış yatırımlar ve finansal girişimler yapma ihtimalimiz yüksek.

BİR DÖNEMEÇTEYİZ! DEĞİŞİM KAÇINILMAZ!
28 Mart’ta Güneş ile Plüto gerilimli açılarıyla bizi  zorlayacaklar. Bir dönemeçte olduğumuzu anlıyoruz. Bazı şeylerin hayatımızdan çıkıp gitmesine izin verirken bazılarının da kalmasını sağlayacağız. Şu andaki ihtiyaçlarımıza yanıt vermeyen her şey  (insanlar, projeler, vb.) değişmeye dönüşmeye mahkum.


Bu ayı kapatırken iki önemli enerjinin etkisini güçlü bir şekilde hissediyoruz. 29 Mart’ta Jüpiter ile Satürn son kez karşıt açı oluşturuyorlar. Her 18-20 senede bir yaşanan bu döngü süresince  üç kez karşıt açı yaşanır. Bunlardan ilki Mayıs 2010’da, ikincisi ise Ağustos 2010’da gerçekleşmişti. Şimdi yine son kez karşı karşıyalar.

Jüpiter en basit tarifiyle genişleme, Satürn ise sınırlar, daralma demektir. Aralarındaki  kutuplaşmayı dengelemek için son fırsat veriliyor bir bakıma. Şimdiye dek harekete geçmediysek tabii. Jüpiter ile Satürn karşıtlığı değişken hava koşullarını da beraberinde getirecektir. Yağmur, sel, fırtınanın ardından kuraklığın gelebilmesi mümkün.

30 Mart’ta Merkür Koç burcunda geri harekete geçiyor. Başlatmış olduğumuz yeni girişimleri tekrar gözden geçirip, bize uygunluklarını incelemek için ideal bir zamandayız. Merkür geri giderken iletişim hatları dış dünyaya kapanırken içimize yönelir. İletişim ve ulaşımda  karşılaşacağımız aksaklıklar, engeller, gecikmeler ve her çeşit teknik mekanik sorun bizi dışa kapayarak iç dünyamıza yapacağımız yolculuklara, iç sesimizle temasımıza yöneltir. 23 Nisan’a dek sürecek bu dönemi sessizlikte, sakin bir şekilde kendi kendimizle kalmayı başarabilerek geçirmemiz harika olur. Filmler seyredelim, kitaplar okuyalım, elimizdeki bitmemiş işleri toparlayalım. Dışarıdaki uğultu dinsin. Kendi sesimizi duyalım.

Daha yüksek bir bilince doğru ilerlerken aydınlık ve üretken yarınlar, mutlu bir gelecek diliyorum hepinize.

Esen kalın!

* Ekinoks haftasında yayınlanacak yazımda, Koç burcunun diğer özellikleri ve aydınlanma nesnelerini ayrıntılı bir şekilde ele alacağım.


 

 

 

 


 

ASTROLOJİ BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.