ÜYE OL | ŞİFREMİ UNUTTUM

Çalkantılar, iniş çıkışlar ve gerilim yüklü bir aya girdik. Kova’ya özgü “sıradışı” ve “önceden pek kestirilemeyen, beklenmedik” olaylarla dolu bir dönemdeyiz. Jüpiter ile Plüto bu ay son kare açılarını oluşturacaklar. Büyük çaplı krizleri aşarak gelişecek ve bu daha iyiye gidişle birlikte dönüşümleri tamamlayacağız.

Kova burcundaki gezegen yığılımı, başkaldırıyla birlikte özgürlük, eşitlik, hakça düzen gibi toplumsal temaları da ön plana geçirecek. Özellikle Güneş, Merkür ve Mars’ın, Neptün gibi özveri ve duyarlılığı, yaşamla “bir”liği, spiritüel aydınlanmayı ifade eden yumuşak bir enerjinin etrafında toplanmaları oldukça anlamlı. Bu ay hepimizin kendi sınırlarımızı, kendi kendimize koyduğumuz yasakları, arzularımız ve yolumuzu anlamamız için değerli fırsatlarla dolu. Zayıf yönlerimizi ve  bizzat kendimizin engellemesiyle oluşan gereksiz kısıtlanmaları aşıp özgürleşebileceğimiz bir dönemdeyiz. 

Transit gezegenler bir burca girerken veya çıkarken, yine aynı şekilde doğum haritalarımızda bir evden diğerine geçerken görünür bir şekilde olay yaratırlar. Bu bağlamda geçen ay sonu itibariyle Jüpiter’in Koç’a girmesiyle birlikte, hem Koç hem de Balık burçları hayatlarında pek çok karmaşa yaşıyor olabilirler. İçimizde veya dış dünyada görünür olan her konu, o transitle anlamamız gereken, farkındalığımıza yönelik mesajlardır aslında. Burada en çok dikkat edilmesi gereken konu, Jüpiter’in global bakmayı getiren doğasından dolayı detayları atlamamak ve her konuda, bir meseleyi fazla büyütmekten tutun kiloya kadar, aşırılıklardan uzak kalmak olmalı.

2 Şubat Venüs’ün sahne aldığı, ardarda gerçekleştirdiği açılarla sevgi, ilişkiler, para ve değer duygumuz ile ilgili konular bakımından gökyüzünün en dinamik olduğu günlerden biri. Venüs önce sabah saatlerinde Neptün ile uyumlu bir açı içerisinde olarak dikkatimizi yaratıcılık, idealizm, sevecenlik, anlayış ve adanmışlıkla ilgili konulara yöneltecek. Yakın ilişkilerde partner ile derin bir birlik duygusu ve deneyimini yaşama arzumuz yükselirken, insani projelerde, yardımlaşma ile ilgili konularda hassasiyetimiz artacak. Öte yandan günlük hayatın pratik konularına yaklaşımımızda gerçekçi bir tavrı geliştirmekte zorlanabiliriz. O nedenle sözleşme, anlaşma gibi her ayrıntının önemli olduğu kritik konulara odaklanmakta zorluk yaşamamız mümkün. Bu konuları sabah saatlerine bırakmamak daha iyi olur. Ancak spiritüel farkındalığımızı günlük yaşamdaki başarılarımızı arttıracak şekilde kullanmayı becerebilirsek, gerçek bir iyileşme ve ruhumuzu şifalandırma sürecine girebileceğiz.

SONRADAN PİŞMAN OLABİLECEĞİMİZ ŞEYLERİ SÖYLEYEBİLİRİZ
Aynı gün 14:47’de Kova’daki Venüs bu kez Kova’nın yönetici gezegeni Uranüs ile gerilimli etkileşimiyle bizi zorlamaya başlayacak. İdealizmin durgun ve uysal sularına kendimizi bırakmışken, Uranyen enerjiyle neredeyse elektrik çarpmış gibi bir anda gerçeklere uyanacağız. İlişkiler ve para ile ilgili konularda beklenmedik gelişmelerle karşılaşmamız mümkün. İlişkilerimizde sorunlar yaşıyorsak veya karşımızdaki kişi, çocuğumuz, eşimiz, iş arkadaşımız, kim olursa olsun, bizi kontrol etmeye, baskılamaya çalışıyorsa, sorunlar birden tırmanışa geçebilir. Merkür ile Uranüs’ün açıları düşüncelerimizi keskin bir dille söylememize yol açacağından, sonradan pişman olacağımız şeyler söyleme ihtimalimiz var.

YENİAY KOVA’DA…
3 Şubat’ta 04:32’de Güneş ile Ay enerjilerini birleştirerek Yeniay fazını oluşturacaklar. Yeniay yeni başlangıçlar anlamına gelmekle birlikte, Kova’daki Yeniay burcun karakteri gereği bir şeyleri planlamak, arzu etmek ama uygulamaya koymak yerine kıyısında kalıp gelişmeleri izlemekle yetinmeyi getirebilir. Ancak bu kez böyle bir eğilim içerisinde olmak bizi serinkanlı ve düşünerek hareket etmeye yöneltmesi bakımından iyi bir durum. Zira Yeniay hareket, enerji ve öfkenin temsilcisi Mars’ın hemen yanıbaşında gerçekleşeceğinden bizi ani kararlarla, hatta başkaldırıyla, ölçüp biçmeden bazı işlere kalkışmaya itebilecek durumda. Bu enerjiyi bizi yeni atılımlara sağlıklı bir şekilde motive edecek şekilde kullanmamız çok önemli. 

4 Şubat’ta iletişim, mantık ve muhakemenin temsilcisi Merkür 00:20 itibariyle Kova burcuna geçiyor. Merkür Kova’dayken sorunlu giden bir ilişki yaşıyorsak, eleştirel konuşmalarımızı dizginlememiz bir hayli güçleşebilir. O nedenle herhangi bir şey söylemezden önce durumu bütün yönleriyle anladığımızdan emin olmakta yarar var.

07:59’da Venüs Oğlak burcunda ilerlemeye başlayacak. 3 Mart’a kadar sevgi, ilişkiler, ortaklıklar ve para ile ilgili konulara daha ihtiyatlı ve ciddi yaklaşacak, hedeflerimize ulaşabilmek için neler yapmamız gerektiği üzerinde düşüneceğiz. 17:58’de Venüs, Kuzey Ay Düğümü ile kavuşum yapacak ve biz hayatımıza kimleri alıp birlikte yolculuğumuza devam edeceğimize veya kimlerden özgürleşeceğimize daha kolay karar verebileceğiz. Finansal konularda ise yükümlülüklerimizi daha ciddiyetle yerine getirmemiz söz konusu.

18:40’da, Güneş ile Mars Kova burcunda birleştiklerinde adeta yüksek voltajlı bir enerjiyle doluyoruz. Zihnimiz daha da aktifleşiyor. Canlılık, heves, cesaret ve mücadele gücümüzün artmasıyla birlikte içimizdeki haksızlığa gelemeyen, atılgan yönler ortaya çıkmaya başlıyor. Ancak bu birleşimin huzursuzluk ve tepkiselliği de beraberinde getirip sabrımızı test edeceğini hatırlamamız gerekli. 

5 Şubat 17:30’da Kova’da ilerlemekte olan Merkür, Koç burcundaki Jüpiter ile uyumlu açı içerisinde olacak. Dünkü gerilimli iletişim şeklimiz yerini daha hoşgörülü ve karşımızdakini dinlemeye yönelik bir modele bırakıyor. Yeni görüşlere açığız. Kısa gezintiler, doğa yürüyüşleri, felsefeden, dünyadan, insanlardan konuşmak, yeni birşeyler öğrenip paylaşmak için ideal bir gün.

BİZİ MUTSUZ EDENLERİ DAHA KOLAY ANLAYACAĞIZ
6 Şubat’ta daha sakin, çalkantısız enerjiler hüküm sürecek. Terazi’de geri gidişini sürdüren Satürn önce 08:40’da Güneş ile ardından 19:15’te Mars ile uyumlu açı içerisinde olacak. Bu stabil enerjilerle, hayatımızda daha önemli olan neyse ona odaklanabilecek ve ilişkilerimizi bozan, bizi mutsuz eden etmenleri daha net anlayabileceğiz.

21:40’da oluşacak Venüs-Jüpiter karesiyle bütün gün bizi disipline eden etkiler yerini daha rahat ve gevşek enerjilere ve aşırılıklara bırakacak. Eğlence, keyif, kişisel tatmine yönelik konularla dağılmamız mümkün.

KENDİMİZE VE HAYATIMIZDAKİ KİŞİLERE DÜRÜST OLALIM
10 Şubat, Oğlak’ta oluşan Venüs-Plüto kavuşumunun yoğunluğuyla ilişkiler anlamında bu ayın en tutkulu, dönüşümlere açık, dikkat çekici günlerinden. Sevgi ve ilişkilere bu denli derin odaklanmak sondajları ve sorgulamaları da beraberinde getirecek. İlişkilerimiz bu güçlü ve gerçekçi etkiyle her şeyin ortaya dökülüp temizlenmesi sonucu iyileşebileceği gibi, tam tersine yara alıp solabilir. Kendimize ve hayatımızdaki kişilere dürüst olmaya bakalım; ait olmakla  kayıtsızlık arasında bir orta nokta tutturmaya, birbirimizin sınırlarına saygı duymaya çalışalım. Sahiplenicilik, kıskançlık ve kendi değerimizi karşımızdaki üzerinden sorgulamak bize acıdan başka birşey vermez. Entrikaların, yönlendirmelerin oyununa gelmemiz söz konusu olabilir. Mali konularda da dalgalanmalar yaşamamız mümkün. Bizi ne kadar zorlasalar da, aklımızın yatmadığı, onaylamadığımız hiçbir girişimde bulunmamaya özen gösterelim.

ROMANTİZM, YERİNİ GERÇEKÇİ VE MANTIKLI BİR TARAFSIZLIĞA BIRAKIYOR
14 Şubat deyince, son yıllardaki yükselen trendi, adeta dayatılan anlamı ile akla hemen “Sevgililer Günü” geliyor doğal olarak. Bu yılki 14 Şubat biraz zorlu geçeceğe benziyor. Merkür-Satürn açısı, sıcak duygular ile kuru mantığın kolay harmanlanmayacağı bir durum yaratıyor. Görev duygusuyla yerine getirilen işler, hayatın akışı içinde olması beklenen veya gerekenler günün konusunu oluşturacak. Romantizm yerini gerçekçi ve mantıklı bir tarafsızlığa bırakmış durumda. Bir noktada buluşup uzlaşabilmek ilişkileri daha sağlam bir zemine oturtabilir.

YANILSAMALARA AÇIĞIZ
17 Şubat akıllıca seçimler yapmamıza işaret eden, sınırlarımızı korumadığımız taktirde bizi dağıtabilecek, çözebilecek bir etkiyle başlıyor. Güneş ile Neptün 11:56’da Kova’da kavuşum yapıyorlar. Yanılsamalara açık bir gündeyiz. Kendi kendimizi kandırmak, inanmak istediğimize inanmak bizi yanlışlara sürükleyecektir. O nedenle bugün dikkat gerektiren ayrıntılı ve kritik işlerle ilgili önemli kararlar almaktan kaçınmak ya da her zamankinden daha gerçekçi ve an’da olmaya çalışmak yerinde olur. Bizi daha büyük bir bütünün parçası olmaya hazırlayacak, bilincimizi genişleten bir kapıyı aralayan bir enerji olarak bunu algılayalım. Bilge yönlerimiz şimdi, seçimlerimizde çıksın ortaya. Alçakgönüllü, sevecen ve teslimiyetçi yaklaşalım konulara. Sanat, müzik, tiyatro, dans, film endüstrisi, fotoğrafçılık gibi konularla ilgileniyorsak, esinlerle dolacağımız bir gündeyiz.

18 Şubat 10:37’de Aslan-Kova aksında Güneş ile Ay karşıt açı yaparak Dolunay fazını oluşturacaklar. Dolunay 29 derecede gerçekleştikten hemen sonra boşluğa düşecek. Genelde Dolunay son haftaları değerlendirmemizi sağlayan, eğer gerekiyorsa gereken düzeltmeleri yapmamızı getiren bir süreçtir. Ancak bu kez 29 gibi zor bir derecede oluşacağından biraz zorluklarla karşılaşabiliriz. Bir tarafımız çevremizdeki sorunlardan kaçıp kurtulmak isterken, diğer tarafımız insanların bizim çabalarımızı görmeleri, bizi önemseyip takdir etmelerini bekleyebilir. Başarılarımızı başarısızlıklarımızı, düzeltmek tamamlamak durumunda olduğumuz eksiklerimizi anlama zamanı şimdi.

Aynı temaların akşam saatlerinde Venüs-Satürn kare açısıyla bir kez daha vurgulandığını görüyoruz. Yolunda gitmeyen, kolay akmayan bir ilişki içinde olduğumuzu anlamışsak, kendimizi bir miktar hüzünlü veya yalnız hissetme eğiliminde olmamız mümkün. Bu gerçekle dürüst bir şekilde yüzleşip, neden bunları yaşadığımızı, ne istediğimizi, neyi beklediğimizi anlamaya, kendimizle ilişkimizi sağlamlaştırmaya çalışmalıyız.

GÜNEŞ BALIK’TA
19 Şubat 02:26’da Güneş, burçlar kuşağının son burcunun konuğu olmaya başlıyor. Soluk soluğa, çalkantılı geçen son birkaç haftadan sonra Balık burcunun sakin, kabullenici, spiritüel denizlerine kendimizi bırakıyoruz. Sızlanma, suçlama, bizi mutsuz eden şeyler için kendimize eziyet etme gibi olumsuzluklara kapılmadan, sessizlikte ve yalnızlıkta gerçek ihtiyaçlarımızı anlayıp  diğerlerine aktarmak durumundayız. 

BALIK BURCU İNSANI
Balık su gruplarından, dişil, değişken karakterli bir burçtur. Neptün ve Jüpiter olmak üzere çift yönetici gezegeni vardır. Vücutta ayakları, lemfatik sistemi temsil eder. Duygusal veya astral bedenimizle ilgilidir. Renkleri deniz yeşili, açık mavi, sedefli yumuşak şeftali tonları, metalleri ise platin, lityum ve neptünyumdur.

Balık insanı, egosunun sınırlarını aşarak evrenle bağını ve bir bütünün parçası olduğunu hissedip, insanlara sevecenlikle yardımcı olmaya gelmiş biridir.

Sahip olduğu özellikleri doğru ve sağlıklı bir biçimde kullandığında hayırsever, merhametli, romantik, kabullenici, spiritüel yönleri olan, esnek, özverili, alçakgönüllü, nazik, düşünceli ve hayal dünyası geniş, esinlere açık bir portre çizer. Özelliklerini aleyhine işleyecek şekilde (gölge olarak) kullandığında ise ya Balık’ın temel özelliklerini aşırı abartmış olduğunu görürüz, ya da karşıt burcu Başak’ın gölge yönlerini kendine mal ederek davrandığını.

Balık’ın abartılı kullanımında; yardım edeyim-kurtarayım derken kurban durumuna düşmek, aşırı hassasiyetle etkilere açık olmak, bütünlenme temasını abartarak hiç sınırlar koyamamak, karmaşada kaybolmak, ertelemeler, bir illüzyona kapılıp inanmak istediğine inanmak, aldanmak, aldatmak, kendi kendini kandırmak, kaçışlar, bağımlılıklar (bilgisayara, uykuya, hayal dünyasına, bağımlılık yaratan her konuya) yer alır.

Başak’ın gölgeleri ise Balık insanında; her şeyi kontrol etme saplantısı, düzen ve mükemmelllik takıntısı, gereksiz endişeler, kuruntular, suçlamalar (kendini veya diğerlerini), sürekli kusur bulma şeklinde ortaya çıkabilir.*

MESELELERİ NET BİR ŞEKİLDE GÖREMEYEBİLİRİZ
21 Şubat dikkatli olmadığımız, ayrıntıları atladığımız taktirde sıkıntı yaratabilecek bir gün olarak gözüküyor. Merkür ve Mars’ın Neptün ile kavuşumları kafa karıştırıcı ve iletişimde bizi anlamamaya veya anlaşılamamaya götürebilecek bir zemin hazırlıyor. Önemli konuşma ve görüşmeleri veya girişimleri mümkünse birkaç gün sonraya almakta yarar var. Zira bu süreçte meseleleri net bir şekilde görmekte zorlanabilir, görünen ya da bize sunulanla gerçeğin çok farklı olduğunu sonradan algıladığımızda, yanlış adımlar atmış olduğumuzu fark edip üzülebiliriz.

SADECE ÖNÜMÜZDEKİ GERÇEĞE ODAKLANALIM
Aynı gün geç saatlerde Merkür’ün Balık burcuna girmesiyle psişik farkındalığımız artacak ama bu durum duygusal algılamayı da getireceğinden, bizi gerçekçilikten uzaklaştırabilecektir. Ayrıntılı ve çözümleyici şekilde düşünmekte zorlanabiliriz. Tarafsız düşünmeye çalışırken idealizmin, özlemini çektiğimiz hayallerin tuzaklarına saplanıp kalabiliriz. Sadece ve sadece önümüzdeki gerçeğe odaklanalım, onunla ilgilenelim, dağılmayalım veya düşüncelerimiz hayal ettiklerimizin sisinde özünden uzaklaşmasın.

23 Şubat 03:07 itibariyle fiziksel enerjinin, hareketin ve kendimizi ifade etmenin temsilcisi Mars da Balık burcuna giriyor. O andaki ruh halimize bağlı olarak, fazla derin düşünmeden güdüsel davranabilme ihtimalimiz var. Bu konum dürtülerimizi yumuşatacağından, sözgelimi öfkemizi ortaya koyayım derken ağlamaya başlamamız da mümkündür! Aynı şekilde istek ve arzularımızı, kızgınlıklarımızı dolaylı olarak ifade etme eğilimi gösterebiliriz.

Hedeflerimizden sapmamaya enerjimizi boşa harcamamaya özen gösterelim. Bu enerjiyi yaratıcılık, dans, müzik, sanat ve edebiyatla ilgili uğraşılara veya yüzme, su topu gibi su sporlarına yönelterek harcamak iyi ve olumlu sonuçlar getirebilir.

24 Şubat 23:43’te Balık burcunda ilerleyen Mars ile Terazi’de halen geri gitmekte olan Satürn gerilim, huzursuzluk ve stres veren uyumsuz bir açıda olacaklar. İsteklerimizde ısrarcı olmak yerine hayatın ne söylediğine dikkat etmek, önümüze çıkan engellerle savaşmak yerine anlamaya çalışmak, bugünün konusunu oluşturuyor.  Kendimizi tutup tutup zamansız ve gereksiz tepkiler verme ihtimalimize karşı uyanık olalım.

JÜPİTER-PLÜTO KARESİ
25 Şubat, çok dinamik, çok özel bir gün. 10:47’de Güneş ile Merkür 6 derecede Balık burcunda kavuşum yapıyorlar. Merkür de Plüto ile uyumlu açı içerisine girdikten sonra Jüpiter-Plüto arasında gerilimli bir etkileşim başlıyor. Jüpiter-Plüto karesi her 12-13 yılda bir gerçekleşir ve bu döngüde 3 kez kare açıda olurlar. Bu bağlamda ilk kare açıyı 24 Temmuz 2010’da deneyimledik, ardından 3 Ağustos 2010’da ve bu ay üçüncü kez olarak bugün karşılaşıyoruz. Bu müthiş etki, güç savaşları ve hizipleşmelere, kontrolü elde tutma girişimlerine yol açabilir. Zorlayıcı olabileceğimiz gibi, bizi kendi inançları doğrultusunda zorlayanlarla da karşılaşabiliriz. Dengemizi korumak, hayata karşı bir miktar alçakgönüllü bir duruş sergilemek, gücümüzü abartmayıp tedbirli davranmak durumundayız. Kısacası, aşırı tepkiler vermemeye bakalım. Jüpiter-Plüto karesinin ilk etkilerini aldığımız Temmuz ve Ağustos aylarına şöyle bir dönüp baktığımızda, şimdi tuttuğumuz yolun bizi çıkmaz sokaklara mı, yoksa daha geniş ve ferah meydanlara mı çıkaracağını tüm netliğiyle algılayabileceğiz.

Bu denli yoğun ve ağır etkilerle karşılaşmamıza karşın, panzehir her zaman olduğu gibi tam gözümüzün önünde, bizi iyileştirmek üzere, yanıbaşımızda duruyor. Günün ilk saatlerinde yükselen olumlu enerjiler, bizi daha derin bir anlayışa, empati ve birlik duygusuna taşımaya hazır.

BİTİRİRKEN…
Her şeyin gerektiği kadar hızlı gelişmediğini zannedebiliriz, ama bu bizim algımızdır. Süreç içinde her şey olması gerektiği gibi, olması gereken zamanda gelişiyor, pişiyor. Zamanı geldiğinde bariyerler kalkarak bizi değişimin kollarına atacak. Yeter ki en derindeki bilinçaltına saklanmış korkularımızı çözelim, azaltalım. Yoksa korktuğumuz başımıza gelecek şekilde, kendi yansıttığımız olumsuz geri bildirimler bumerang gibi geri dönüp bizi kısır bir döngünün içine çekebilir. İlerlemek ancak kendi sınırlamalarımızı, endişelerimizi aşıp evrenin düzenine güvenip deneyime teslim olduğumuzda mümkün olacak.

Mutlu ve verimli bir ay geçirmeniz dileğiyle. Esen kalın...

* Balık burcu ile ilgili ayrıntılı bilgileri sitemizde gelecek hafta Güneş Balık’a girdiğinde yazacağım haftalık yazımda bulabileceksiniz.